31.8.09

Seçim

İdeallerim uğruna zevklerimden vazgeçmenin zamanı..

Kararsızca başlayacağım bir yoldayım.

İdealler bazen insana hata yaptırır ya,dilerim ben o insanlardan olmam!..

evimden uzakta

31.08.09

30.8.09

Serzeniş Meraklısı Bana Dedi ki;

Kaç sen var sende senden içeri?

İtiraf ediyorum zor bir mim.İç hesaplaşma gibi sanki..

Ben yine de elimden geldiğince cevaplayayım..

Aslında;acımasız bir yanım var..Zalim olduğuma inanasım gelmezdi bir zamanlar ama olmaması gereken kadar acımasızım.Fakat bunu hiç yansıtmam.

Kararlıyımdır ve verdiğim karar;bütün olasılıkların en iyi sonucudur.Ama gel gör ki karasız bir yansımam var.

Asla yalnız kalmadım.Hep yanımda aslında olmayan varlık/nesne vs. vardı.(sesler buna en iyi örnek)Çok yalnız sanırlar beni.

Bu kadar sanırım.Başka ikiyüzlülüğüm yok.

Umarım hakkını vermişimdir Serzeniş Meraklıcım .

Bu mimi mavi karanlık ve Evolet e paslıyorum.Kolay gele.

Serzeniş Meraklısı için

'evimden' uzakta..

30.08.09

25.8.09

Bana Ne Mi Oluyor??

Yalnız kalmaya,kendimle olmaya uğraştığım şu günlerde üzerime gelerek beni boğmaya çabalayan insanlara yazmak istiyorum!.

Bazen,hatta bazen değil çoğu zaman sözcükler anlatmak istediklerimde hacim bulamıyorlar.

Anlatsam bir,anlatmasam bir türlü diyebileceğim bir hâl.

Neden anlamak istemiyorsunuz?

Yasaklandım.Evet bugün belki de son dizelerimdeyim.Bir bir elimden kayıp gidiyor her şey.

Duvarlarım nefes alıyor.Köpeğim benimle konuşuyor..

Daha da açık hâle getirmek gerekirse;bir bataklığın içindeyim.Pisliğin tam ortasında.

Gelen geçen herkes yanlış yerde olduğumu,bir an önce kurtulmam gerektiğini söylüyor.

Kimse elini uzatmıyor!!İşte böylesiniz bana karşı.

Cümleler değil yardım eli benim istediğim!

...

Büyük bir yangın vardır.Hiçbir suyun söndüremeyeceği.

Elinize aldığınız bir kova su,o yangını daha da alevlendirir.

İşte ben o yangınım,siz de yangını alevlendiren.

Umarım beni anlıyorsunuzdur..Hoş bu satırları okumuyorsunuz ama..

22.8.09

Ve hayat..

hayata karşı bunca emeğim,tutunma çabam olmasına rağmen neden beni bir türlü kabul etmiyor?

ve hayatın denklemlerini kurmama rağmen çözememem neden?

-- sanırım yaşamaya kafam basmıyor!.

20.8.09

Sorunsal

Her şey neden bu kadar karmaşık????

Allahım ne olur beni kurtar!!!!

Bir dost az ikisi çokmuş!..


Etten kemikten, fikirden ve düşünceden bir yapın olunca kendin gibi birilerine hep ihtiyaç duyarsın.Konuşmak kadar dinlemek de dinlemek kadar dinlemek de bir ihtiyaç ya hani..

Birçok arkadaşın bir iki tane dostun olması bazen omzunun ağrısını hafifletir.Rahatlarsın.

Bazen de daha fazla yük biner omuzlarına.Bir kişilik hayatında birden fazla hayat vardır çünkü.

Sen büyürsün,o büyür,yük ağırlaşır ve omuzların küçülür..'olsun' demek ne kadar zor olursa olsun belki birçok arkadaşın değil ama bir iki dostun için dersin 'Olsun!'..

Zaman geçtikce insanın düşüncesel mekanizmasının acizliği ortaya çıkabilir.Bencilce davranabilir,kırabilir,yıkabilir,bozabilir.İşte o zaman da 'Olsun' diyemezsin.

Yıkılır,Kırılır,Bozulursun.

Omuzların kanamaya başlar.Gözlerin ağlamaya başlar.Kalbin isyan eder.

Yalnız kalman dost sanmandan bin kat iyidir.Ama olan oldu değil mi?

Yanında sandın,o çoktan gitmiş,arkasına bile bakmamış!..Kendi hâline,üç kuruşluk derdine çekip gitmiş..

Üç kuruşluk dert!.. Sen de çektin çünkü onun yükünü..

Şimdi yine barışmak,gönlünü almak zorundasın zifili yalnızlığının..

Yıkılan tabularını teker teker oturtmalı birçok arkadaşının yanına varmalısın.Söylemek ne kolay,ne komik!..

Haline yan!..Sen kendine en yakını bırakıp ihanet edene gittin ya,kendini yak!..

Az bile.

Bak dinle.Ne güzel söylemiş Feridun Düzağaç..

"Bir dost az,ikisi çokmuş,ortası yokmuş!.."

19.8.09

Mavi Karanlık için mim konusu=)

Cici insan mavi karanlık  tarafından mimlendim dostlar.. Bu aralar bizi düşünen çok Allah bozmasın:)Teşekkür ederek yazmaya başlıyorum mimi ..

hangi şehirde yaşıyorsun?

-Zonguldak.

-mesleğin?
Öğrenciyim.

-blog yazmaya başlama kararını ne zaman aldın?
Temmuz 2009 da başladım ama bir yıldır aklımdaydı.

-ne kadar süredir blog yazıyorsun?
Temmuz 2009:D

-blogunu hangi sıklıkla ziyaret edersin?
Pc başında olduğum zamanlar..şu sıralar her gün..

-pc açıldığında bloğunu açmak kaçıncı sıradaki iştir?
İkinci.

-başka bir blog sayfasında görüp aldığın bir şey ya da gittiğin bir yer oldu mu?
Iıh olmadı. :)

-bloğunda hangi konularda yazmak seni mutlu eder?
Kişisel bir blog.Hissettiğim ya da paylaşma ksitediğim konular bulunur ve bulunmaya devam edecek:)

-bloglarda gördüğün diğer blog arkadaşlarını eklemekte seni cezbeden ne olur?
Yazıları.

-blog arkadaşlarınla buluşma, bir araya gelme fikrine ne dersin?
Süper olurdu. :]

-bu soruları kim(ler) cevaplasın?

Imm şey d.b.p (oh olsun:P) ve Dolunay cevaplasın isterim:)

d.b.p beni mimledi!..

Güpgüzel insan d.b.p tarafından mimlendim.Hem de özel hazırlanmış sorularla o_O

Başlıyorum efem.

1-En çok güldüğünüz olay;Sabahın beşinde arkadaşımla yurttan kaçıp dolaştığımız gün.(kendi halime güldüm)

2-En çok ağladığınız olay;Babamı kaybettiğim andır herhalde.

3-Komik duruma düştüğünüz an;Coğrafya dersinden sonra Biyoloji hocasının sorduğu soruya 'terra rossa' diye cevap vermem. ( rezaletti:D)

4-En çok sinirlendiğiniz an;Sinirli bir yapım var.Her an her şey olabilir.Bu soruya verecek cevap bulamıyorum. :/

Umarım iyi bir not alırım d.b.p 'den. :)

Bu mimi cancağazım' a paslıyorum. Kolay gele.. :)

18.8.09

Niye Gülüyoruz?


İnsanları izlemek en sevdiğim uğraşlarımdan biri.Bir köşede sessizce yaşanılanlara kulak vermek.

Onlara karşıdan değil yukarıdan bakıyorum.Kimse maskeyle dolaşamasın diye.Ve gördüğüm manzara iç acıtıcı cinsten.Bir sürü mutsuz,huzursuz insan..

Neden yalan söylenir?Mutsuzken neden ben mutluyum denilir.İyi değilken neden her seferinde İyiyim denilir?Samimiyet neden yok artık?

Bunları sorgulamıyorum aslında.neden diye sormam nedensiz.Nedeni bilsem ne olacak ki? Oynamaktan cayacaklar mı?Hayır..

İnsanların yüzündeki kahkahanın nedeni bilmek istiyorum ama sorguluyorum ama cevap yok.Herkes amansızca gülüyor.Gülmek mutluluğun göstergesi değil ki.. Gülmek ben iyiyim'in kanıtı değil ki.. 

O kadar belli,o kadar net ki.. 

Bu kahkahalar çok yapmacık.. Onları gördükçe ağlayasım geliyor.Yetmedi sanki..Bu oyun asla sergilenmeyecekken her seferinde provası yapılıyor.

Çok yapay..Anlam veremiyorum.Acaba sorun ben de mi,bütün bunlar normal de ben miyim içime çeken,anlamsız kılan?..

17.8.09

Boşluk

Hissiz bir ortam.Duyularınız işlevini kaybetmiş.

Göremiyorsunuz,dokunamıyorsunuz,duyamıyorsunuz.

Bir oyun gibi düşünün.

Bir terazi var tam ortada.Tabi siz göremiyorsunuz.

Bir kefeye aklınız bir kefeye kalbiniz yöneliyor.İstemiyorsunuz,çırpınıyorsunuz ama kim kurallara karşı gelebilmiş ki?

Pisliğin,bataklığın tam ortasındasınız.Parçalarını kaybetmiş bir yapbozdan farkınız yok.Zaman ilerledikçe küçülüyorsunuz.

İşte böyle bir yerde böyle bir haldeyim..Ne görenim var ne gelenim..Herkes bakıp bakıp gidiyor..

Bu gidişle ya kalpsiz ya akılsız kalacağım..

16.8.09

Kayıp

Tek bir cümle özetler;

Olmaktan Korktuğum Yerdeyim.

15.8.09

derman kimdedir?

Dert bende tamam.

Hem de ne dert.Ruhum acı içinde kıvranırken onun eriyip tükenmesini izlemek.

Kelimeler beynime baskı kuruyor ve dudaklarımda hacim buluyor.

Sancılarım giderek ağırlaşıyor.Hayat gözlerimin önünden akıp gidiyor.

Ben çaresiz,o çaresiz,biz çaresiz..Çaresizlik labirentindeyim,hangi kapıyı açsam boş.

Olmaması gereken,çekmemem gereken acılar.

Anlaşılmayan anlamsızlıklar.

Sessizlik başımı ağrıtıyor.

Dert bende.

Derman?

14.8.09

Anne ben acıktım.

Annem,canım annem seni çok özlüyorum biliyor musun?Bana yakınken uzakta kalan kişilerdensin.Neden böyle oluyor bilmiyorum,tek bildiğim ve senin bilmeni istediğim;benim bir hatam yok,olmadı.Hep insanların daha doğrusu insancıkların yalanları..Ben seni hep çok sevdim,seviyorum da.

Anne ben bana sarılmana acıktım,benimle konuşmana,beni dinlemene,beni öpmene acıktım.

Kin tutar biri olup çıktım.Bütün bunların hesabını sorumlu olanlardan sormak istiyor içim.İçim kan anlıyor..Ve sen yine bunu görmüyorsun.

Ortada bir adaletsizlik var.İnan bana.Ben hiç yalan söylemedim ne sana ne de bir başkasına.

Görmeni çok isterdim.Benim gerçekten iyi bir insan olduğumu ya da olmaya çalıştığımı gözlerini açıp görmeni isterdim..

not;konu başlığı Sahrap soysal'ın yemek kitabının ismi.Evde rastladım,ilgimi çekti.O kitap bir psikoloji kitabı olmalıydı bence.

13.8.09

Mimlendim[ilk göz ağrısı]

Canım arkadaşım Evolet tarafından mimlendim dostlar.. Yazmamı istediği konuda çok ağır geldi bünyeme doğrusu..En azından mahçup olmayalım diye yazmaya çalışalım.. :)Bu yazıyı da Evolet'in gözde rengi yeşille yazayım:P

VAZGEÇİLEMEYENLER...

1)Kendimle konuşmak; evet yanlış okumadınız..Doktorlar buna psikoz hâli deseler de kendimle konuşmaktan asla vazgeçemem.. Eksik kalırım.Bana en yakın yine benim.

2)Ailem;kim vazgeçebilir ki ailesinden?..Her ne kadar annem onu sevmediğimi düşünse de ben hepsini ayrı ayrı canımdan çok seviyorum.

3)İlaçlarım; Herkes birşeyler söylüyor ne yapmam gerektiği hakkında ama bir tek onlar işleve geçebiliyor.. Onlarsız olmaz:(

4)Arkadaşlarım;Hiç tanımadığım kişilere bile bazen ihtiyacım oluyor ki zaten büyük bir sorunum olduğunda yanımdakileri değil de sanaldaki arkadaşlarımı tercih ederim.Yine de insansız olmuyor..Etten kemikten olsun benimle olsun:)

5)Bilgisayar; Kendimi yanında iyi hissettiğim tek nesne.. Yalnızlığımı unutturuyor bir nebze olsun..

6)Resim yapmak; İçimdekileri dışa dökebildiğim tek yer,tek mekan..Hem orda kelimelere de gerek yok.. :)

7)Kahve; nedeni yok.. Her gün mutlaka.. İlaç gibi:)

8)Ağlamak;İstemdışı bir hareketimdir her gün istisnasız ağlarım.En mutlu günümde bile..

9)Okumak; seviyorum farklı dünyalar açmayı beynimde.. :)

10)Bisiklet;Ayaklarımın işe yaradığını görmek beni mutlu ediyor.

11)Deniz; Yorgunluğumu,derdimi uçsuz bucaksızlığıyla alıyor.Allah denizsiz bir şehirde yaşamayı nasip etmesin.

12)Müzik; Sözün tınıyla dansını seviyorum..Söylemek isteyipte söyleyemediklerimi ifade ediyorlar..

Bunlar aklıma gelenler..Dediğim gibi zor bir konu bünyeme.. :( Kurabileceğim cümle sayısı az..Sürçü lisan ettiysem affola.. 

Bu konuyu yazarlarsa eğer Devenin bale papucu na paslıyorum.. :)

Evolet'i de bir kez daha öpüyorum.. :)

12.8.09

içimdeki beni kurtarmak

Uzun,yorucu 2 günün ardından tekrar kendimle başbaşayım..Sessizlik başımı ağrıtıyor,o kadar sessiz geçdi ki bu günler..Kendimi bir çemberin içinde gibi hissediyorum..Ve o çember giderek daralıyor..Daraldıkça nefes almakta güçlük çekiyorum..Daraldıkça,seçme şansım azalıyor..İnsanlar yine başıma üşüşüyor..Sanki içimde bir ölü var da onun cenazesindeyim..Sanki onun yasını tutuyorum..Kurtuluş?.. Çok mu zor acaba..Hem her gün ölüyoruz zaten..Belki bu da onun gibi birşeydir..Tekrar nefes alabilir belki..Bana bir dönse her şey çok güzel olacak..Terk edilmek çok koyuyor.. İnsan kendi kendini terk eder mi?.. Yalnız hissediyorum..Paylaşacaklarım azaldı..Onunla beraber çok şeyimi kaybettim..Anlatacak masallarımı bile..

Lütfen dön..Bak ben çok pişmanım!..

10.8.09

Hüznün parça buçuğu

Susarak anlatabilmek ne hoş bir duygu değil mi?Soruyorum çünkü bilmiyorum ne demek olduğunu.Anlatmadan anlaşılabilmek ne güzel olurdu..Sükûtun o derin çığlığını birinin duyması..

Birileri sahte gülüşlerimi anlamalı artık diyorum.Ne bileyim ses tonumdan anlasın berbat bir hâlde oluğumu,yalan söylediğimi,rol yaptığımı..İyiyim derken ki samimiyetsizliğimi..

O kadar mı uzaktan yaşamışım?Ya da çok mu güzel rol yapıyorum?.

Anlattıklarım daha birer başlık.Birileri konuyu da okumalı.Yorumlamalı.Bunlar hüznün parça buçukları..

Biri çıkıp bütününü merak etmeli!..

6.8.09

empati

Kapatın gözlerinizi.Oturun bir köşeye.Dizlerinizi kendinize doğru çekin.Ellerinizi bağlayın birbirine.Gözlerinizi açmayın.Boşverin nedeni,niçini.Başınızı sol omzunuzun üstünden kalbinize doğru bükün.Şimdi düşünün.O asla tarif edilemeyen korkuları,kaybedişleri..

Susun.cümlelerinize kelepçe vurun.hıçkıra hıçkıra ağlayın.

anlıyor musunuz?

3.8.09

karmakarışıklar

Aklımda bir ağırlık var..Geçip saatlerin karşısına zamanı izler oldum..Düşüncelerim karmakarışıklıklar içerisinde bir kördüğüm oldu..Elimde avucumda ne var hesaplayamıyorum.Aksattığım işlerimin üzerinden acımasızca geçti zaman.Nasıl toparlanacağım meçhul.Daha çok istedikçe daha çok kaybediyorum.Sanki ben 'tamam,pes' dediğimde çekilecek üzerimden,rahat bir nefes aldıracak..

Sesler de işin önemli ama vurdumduymazlığa gelen yanı..Dün gece de bir kadının çığlıklarını duydum.Ne hikmetse!..Ben kulaklarımı kapadıkça içimde çoğalıyor sesler.Sanki nefesimi tutarsam içimde patlayacağım gibi..Hiç bir gider yolu yok mu bunun?..

Sahi kurtuluşun olmadığını düşünmeye başladım.Elimde ne kaldı ki?

Huzur mu,huzursuzluk mu?

İyilikler mi,kötülükler mi?

Sabır mı,kanaat mi?

Kulluk mu,isyan mı?

2.8.09

Uzak Yakınlar

Bugüne de yoğun bir karın ağrısıyla merhaba dedim.zaman geçtikçe zehirlenmiş olabileceğim ihtimali  kuvvetlendi.yine de doktora gitmek istemiyorum.çorbamı yapıp içtim.biraz dindi ama bakalım..hastaneler kendimi berbat hissettiğim ortamlar..

Velhasıl bu da bana bir kaç ay önce beni terketmiş olan bir duyguyu geri göndürdü."Ölüm."

Hem çok uzak hem çok yakın.Başka bir olgu var mı bu kadar net?yine hissetmeye başladım.Korkuyorum.Bu duygudan gerçekten ürküyorum.bazen o kadar yakınıma geliyor ki.ve şu an o anlarım geri döndü.yaşadığım zorlukları tekrar yaşamak istemiyorum.fakat hiçbir tecrübe de edinemedim..ne yapmam gerektiği muamma..

Hangisi hangisinden daha baskın bilemiyorum..bildiğim tek bir şey var o da berbat bir halde olduğum.

1.8.09

mut(suz)luklar


Dün geceden itibaren başımda acayip bir ağrı var.Beynim sızlıyor.Sanki içerden basınç yapıyorlarmış gibi garip bir his.O an bir damla uyku için herşeyimi feda edebileceğimi düşündüm.en azından düşünmeye çalıştım.uyumak,belki beş belki on dakika..ne büyük bir mutluluk olurdu benim için.malesef sabaha kadar rahat edemedim.önümde onca boş kahve bardağı karsımda gökyüzüyle sabahı getirdim.bir an düşünmedim değil,güneşin doğmayacağını.

son dönemlerde isteklerim benim aşırı rahatsız ediyor.çok küçük bir şey için kendimi feda eder oldum.bunun adını da mutluluk koymuşum.bu beni mutsuz ediyor.ucuz mutluluklar benim mutsuzluğumdur.ama gel gör ki içimdeki ben böyle düşünmüyor.neredeyse bir bardak suya bile mutlu olma isteği var onda.bir damla uykuya,dışarı çıkabilmeye..eskiden böyle değildim.evet acı şeyleri üst üste yaşıyordum ama ucuz mutlulukların peşinde de değildim.kendimi alçaklarda hissettiriyor bana bu duygu.tarifi zor..

mut(suz)luklarımla başbaşa daha kaç sabah getireceğim odama?.