30.7.13

yaşının başına 2 gelmesi sorunsalı

                                                           30 temmuz
                                           bugün benim "doğum günüm"
                                           sarhoş değilim ama yastayım.


                       ne desem nasıl başlasam bilemiyorum. yanlış anlama ya abartmıycam. aa yaşlanıyorum falan zırvalarına girmiycem. bi tuhaf bu yaş günleri ama kabul et. insanın şöyle bi geçmişe dönüp "ben ne yapmışım böyle,nerelerden nerelere gelmişim" diyesi geliyo. bu aralar bi de fazla duygusalım ben. dolayısıyla 20. yaş günüm de yılın diğer benzer günleri gibi sümüklü ve gözü yaşlı geçti. 
                       buraya 18. ime girdiğimde de bi yazı yazmıştım. dün gibi hatırlıyorum. yok şunu öğrendim bunu gördüm artık büyüdüm falan. çok gülüyorum okuyunca. hiçbir şey öğrenmemiştim. sırf birilerine inat olsun diye asi ergen özlem döktürmüş. ama o satırların her birinin altında yatan gerçek cümleleri hatırlıyorum. resmen şifreli yazı yazmışım. dedim ya çok gülüyorum.
                      artık acılarımı, üzüntülerimi süslü cümlelerle ifade etmiyorum. sıkılıyorum. bu yazıyı da sırf ilerde okuyup gülmek için - gülebilmek- yazıyorum. keyifsizim. yazasım da yok. ama özel bi yaş bence 20. bi yazıyı hak ediyor.
                       nasıl mı hissediyorum?
 ne bileyim artık zamanın daha hızlı aktığı dilimine girmiş gibi hissediyorum kendimi.
sanki bundan sonra bi bakıcam 30 olmuşum, olacak gibi. hayatımın en güzel yılları. farkındayım. farkında olmak ayrı bi koyuyor zaten. farkında olup da istediğim gibi yaşayamamak. 
                        valla sezen aksu'nun da belirttiği gibi
 "yaşamak dediğin üç beş kısa mutlu andan ibaret."
o üç beş kısa mutlu anı yaşayabilmeyi çok istiyorum. istiyorum da çabalayamıyorum. kendimde o heycanı göremiyorum. ya böyle dediğime bakma bi kaç güne yine hoplayıp zıplayan saçmalayan içi içine sığmayan özlem olucam. bi kaç gün ya.bilemedin bi kaç ay sonra. 
                       şu an duygusallığım üzerimde. duygusallıktan da sıkıldım valla. kendimi çekemiyorum o derece. ben hep böyle miydim ya acaba. eğer böyleysem teşekkür ederim hilal teşekkür ederim zehra teşekkür ederim ece teşekkür ederim elif. benim bu hallerime katlanabildiğiniz için.
                      ne diyoduk? dostlar...
kıymetini daha iyi anladım İstanbul'da yaşamaya başlayınca dostlarımın.
biraz yalnızlık çektim çünkü. hatta baya bi çektim. hatta bi ara ölüyorum sandım yalnızlıktan.
yanımda oldular. ilk defa birileri yanımda diye şükretmiştim hiç unutmam.
                     neyse ne işte.
ay o kadar keyifsizim ki berbat bi 20 yaş yazısı oldu farkındayım. okuması sıkıcı olacaktır eminim.
                    dediğim gibi, ne desem bilemiyorum.
umarım yaşımın başına gelen 2, bana uğur getirir. inşallah hayallerimdeki hayatı yaşarım. dilerim dolu dolu geçer. dert bile layığından gelsin allahım nolur ya.

                  burdan 21 yaşıma sesleniyorum; 
lütfen yüzümü kara çıkarma
en azından üç beş, bilemedin yedi sekiz hayalini gerçekleştir
dolu dolu yaşa ya gençsin sen!
he bi de ;
ÜZÜLME 
HEPSİ GEÇER.