30.11.09

Sanırım..

Uykusuz bir gece daha geçirmek
Ölümüme sebep olabilir!

29.11.09

Kıssadan Hisse

Kurbağalar arasında bir yarış düzenleniyormuş...
Amaç, upuzun bir kulenin tepesine çıkmakmış...
Seyirci kurbağalar ve medya mensuplarından oluşan kurbağalar yarışmacıları seyretmek için toplanmışlar...
Yarış başlamış...
Seyirciler, kurbağalardan hiçbirinin kulenin en tepesine çıkacağına inanmıyormuş...
Ve hep yüksek sesle “vah vah, tüh tüh, hiçbirisi kulenin tepesine çıkamayacak” diyorlarmış...
Kurbağalar birer birer yarışı bırakmaya başlamışlar...
100… 70… 60… 30… 10.. 5… 1…
Sadece ama sadece bir tanesi inatla yarışmaya devam ediyormuş...
Seyirciler biraz şaşkın ama eskisi kadar emin “tüh tüh”lerine devam etmişler…
Kulenin tepesine çıkamayacak, vah yazık...
Sonunda, ısrarla yarışmayı bırakmayan kurbağa, kulenin tepesine çıkmış...
Kendinden emin şekilde aşağı inmiş
Diğer yarışmacılar, seyirciler, medya bu kurbağanın etrafına toplanmış...
Nasıl başardığını öğrenmek istemişler...
Sormuşlar...
Cevap yok...
Daha yüksek sesle sormuşlar “efendim günde kaç saat çalışarak hazırlandınız” yine cevap yok...
Ve anlamışlar ki, kulenin tepesine, en tepesine çıkan bu kurbağa sağırmış...
Çok hoş:) 
ps;Fatih Altay'a gelsin.:) 
  

24.11.09

22.11.09

Özlenen Şafak..

İster istemez kapatıyorum gözlerimi.Dış dünyam ve iç dünyam arasındaki kapılarımı açıyorum kapayarak göz kapaklarımı.Öyle ki çok az uyuyan bir insan olarak ben;belki uyuduğum saatten fazla gözüm kapalı olarak geçiriyorum saatlerimi..
Odam,sessizlik,ışıksız ortam..İki buçuk saat böyle kaldığımı bilirim.Sanırım vücudum bunu kabul etmeye,benimsemeye başladı.
Fark ettim ki gözlerimi kapattığımda çoğu zaman iç kargaşalarımı izliyorum.Kırgınlıklarımı ağlarken,kırdıklarımı kızarken,pişmanlıklarımı düşünceli hâlde buluyorum her gece.Onları izlemek bana keyif veriyor ama..
Hiçbir şekilde başka insan,başka bir hayat yok gözümde.
Sadece ben..kendimle başbaşa..Dört duvarı aynalarla çevrili bu mabedi parmaklarımla koruyorum..
Sessizlik içerisinde dinliyorum o müthiş kargaşayı..
...
Bu aralar gözlerim pişmanlıklara açılıp kapanıyor.Bilinçli pişmanlıklar..
Kendimi gözlerime hapsetmek istiyorum,göz kapaklarım açılmasın mesela dört beş gün.Sadece orada bir gün geçirmek nasıl olur düşüncesi bile heyecan katıyor bana.
İmkansız değil mi?Evet imkansız.İnsan en fazla ne kadar tahammül edebilir ki ben'cilliklerine.
Gözleriniz bir daha açılmaz,sonsuz huzura erersiniz belki böyle bir ihtimalde.
..
Ben hiç yalnız kalamıyorum biliyor musunuz?
İnsansız bir ortamda sesler duyuyorum.
Uykularım uyku değil.Kabuslarla yaşıyorum..
Ben gözlerimi kapattığımda bile bana ulaşmaya çalışan benler görüyorum.
Onlar da yalnız kalmak istiyor olmalı..
Biz burda hepimiz yalnızlığı istiyoruz.
Yalnızlığı bekliyor ve umud ediyoruz.Ben ve benler..
Hadi yalnızlık aç bize hüzünlü kollarını..
Sar sarmala ve kurtar bizi benimseyemediğimiz bensizliklerden..
17.09.09
03:57
-terapi günlerinden-

20.11.09

Azraille başbaşa..

Ölüyordum.
Artık herşey bitti,buraya kadarmış cümlesini ben de kurdum sonunda.
Beklenmedik bir anda..
**
İki gün önce sabah kalktığımda bir farklılık hissettim.Çok geçmeden de anladım ne olduğunu.
Nefes alamıyordum..
1 saniye,2 saniye..(ne olduğunu anlamaya çalışıyorum)
3 saniye..(ölüm düşüncesi)
aslında bir yanımda garip bir mutluluk olmadı değil.bitiyor hissi bir nevi güzeldi.
ama diğer yan?hatalarım,yanlışlarım,günahlarım,yaşadıklarım,yaşayacaklarım..
yine de ilki daha ağır basıyordu..
4 saniye..(refleks olarak kendimi pencereye atıyorum.. normale yaklaşıyoruz..
ve en sevdiğim mekan(!)da alıyorum soluğu..
Hastane.
kan tahlili,şunun iğnesi,bunun iğnesi..
baş dönmeleri,yankılar,ağrılar..
ölsem daha mı iyi olurdu diye düşünmedim değil..
yazacak halim bile yok aslında sırf aklımı meşgul etme isteğim bu.
dilerim bu hâli çabuk atlatırım.
bu sancılar bir an önce dinsin;tek isteğim bu.

16.11.09

Anlıyorsun Değil mi?

Her şey güzel.
Her şey yolunda.
..
Ne peki beni üzen?..
Bilmiyorum.
Bilmemek çok acı!..
İçinde olan bitenden habersiz yaşamak zor..
İki farklı dünya arasında gelip gitmek yorucu.
Bir tarafın mutluyken diğer tarafın onu nötrleyebilir.
Bunu kabullenmek nasıl bir duygu bilir misin?
..
Konuşmak istemiyorum.
Bu kadar basit.
İstemiyorum!..
Neden üzerime gelirler?
..
Hiçbir şey yokken ağlayabilirim de ben.
Öyle..
Belki de her şey güzeldir asıl dünyamda
Diğer tarafımda bir ölü varken..
Ölüm her mutluluğu gölgelendirmez mi?
...
İstemiyorum.İlgi istemiyorum.Gülmek de istemiyorum:)
Bu aralar böyle..
İnsanlar uzak durmalı benden.
Kalp kırmamaya dikkat eden biri değilim çünkü
Kalbi tuz buz olan birinden ne bekliyordunuz ki?
...
Yazmak da istemiyorum.
Şu kadarı bile ne kadar saçma oldu değil mi?
İlk defa şu hallerimi klavyeye dökmeye çalıştım.
Olmadı evet..
Olmadı!..
..
Olsun diye yazmadım ki zaten.

15.11.09

dolaylı anlatım

"kral olduğuna inanan bir deli, kral olduğuna inanan,

yâni 'kral'lık göreviyle dolaysızca özdeşleşen

bir kraldan daha deli değildir."
slavoj zizek.

11.11.09

Ağlamak istiyorum.
Sadece ağlamak.
susmak.
ağlamak.
susmak.
ağlamak.
... 

8.11.09

Bunlarla teselli(!) oluyorum..

Hayatta pek çok insanla karşılaşırsın.
Ama sadece gerçek dostlar kalbinde iz bırakır.
İstenmeyen bir şekilde seni aldatmışsa bu onun suçudur.
Eğer o kisi seni pek çok kez aldatmışsa bu senin suçundur
Akıllı insanlar fikirleri tartışırlar,
Normal insanlar sonuçları..
Küçük insanlar ise küçük şeyleri tartışırlar..
Kim para keybetmişse çok şey kaybetmiştir,
Kim bir dost kaybetmişse daha fazlasını kaybetmiştir
ve kim inancını kaybetmişse herşeyini kaybetmiştir..
Başkalarının hatalarından öğren,kendi hatalarından öğrenemeyecek kadar kısa bir ömrün var..
Hiçbir zaman bir başlangıç ya da son yok..
Dün geçti..
Bugün hediye..
Yarın ise muamma..

Ps:vecihi;Başın Sağolsun. 

5.11.09


Psikiyatrımın sözlerini avuçlarımda taşıyorum

3.11.09

Hipotez..!

Ego Dostum Ego!
Bu İnsanların Tek Sorunu;EGO!

2.11.09

Gidiş o gidiş..

İnsanın hayatında belli bir yere sahip,asla unutulmayacak kişiler vardır..hani kimse tutamaz yerini..
Yusuf Çiçek de benim için öyleydi..Fizik öğretmenim olurdu kendisi yani o zamanlar fen bilgisi..:)

Bundan yıllar yıllar önceydi..Oks denilen bir sistemin parçasıydım..
Fen bilgisi derslerini çok severdim..Sanırım dersten çok hocamı seviyordum..
Zamanın çok yaklaştığı,artık sınava sayılı gün kaldığı bir vakit yine fen dersindeydik.Elektrik testi çözmek üzere serbest bıraktı bizi Yusuf hoca..Serbest bıraktığı zaman,isteyen çözer,isteyen hayal kurardı..Ama o bizi hep gözlemlediği için hayal kurmak bile hayaldi..Arka sıra çocuğu ixir,ne hayal kurardı ne test çözerdi..tam da o sırada sınıfın taa bir ucundan o çok sevgili Yusuf hoca,herkesin pür dikkat test çözdüğü bir sessizlikte(ayrıca ilk defa adımı söyledi,sınıf çok kalabalık olduğundan adımı bildiğini bilmezdim..)'İxir??Bir sorun mu var?'dediği anda ixirin zaten al al olan yanakları resmen domates olmuştu..O şaşkınlık içerisinde ki herkes ona bakar vaziyette 'Hayır hocam..Neden ki :s ??'cevabını verdi..Sonra hayatta aklından çıkmayan cevabı verdi Yusuf hoca..çok güzel bir tespitti çünkü..Cevap da şu idi;
'Gözlerindeki ışıltıyı göremiyorum da!!'

Gerçektende ben ufakken herkes gözlerimi beğenirdi..Parlıyomuşmuş..Sonra az bi büyümeyegöreyim herşey gitti..Ne yusuf hoca kaldı,ne o kolay elektrik testleri ne de gözlerimdeki ışık..
Gidiş o gidiş yani...

Sabah gözümün tam üstünde beliren kızarıklığı şaşkınlıkla izlerken gözlerime bakınca aklıma gelen olaydı..Muhtemelen akşam olunca o da gider..

1.11.09

Biliyor Musun..

Bugün güzel bir gündü.. O_o

31.10.09

Al Bi De Burdan Yak!

Geri döneceklerini aslında hep yanında olup boş bir anını gözlediklerini anlamalıydı ixir..hem uzun zaman olmamışmıydı?Ziyaret vakti çoktan gelmişti.
Anlamıyorum!!Pes etmiş olamama rağmen,hala benimle uğraşmalarını anlamıyorum!!
On yıl sonraki halini görebiliyordu ixir..on yıl önceki haline,merhametli bir anne gibi acıyan,on yıl sonraki hali..bütün bunların zamanın külahında diplerde kaldıkça,ezilip kaybolacağını bilmesine rağmen,'şu an'a hükmedemiyordu işte..
Duygularım kabuk bağlamışsa neden hala canım yanıyor?Acı'da bir duygu değil mi?!
İlk adımların ne kadar tehlikeli olduğundan da haberi vardı.Başlamalıydı artık!
Korkmamalı,beklememeli,adım atmak bir yana koşmalıydı artık..!
Gerçekle  yanılsamayı ayırt etmek çoğu zaman hatta her zaman zor gelirken;bu hayaller de nereden çıktı şimdi?
Değersizim!Kendimi böyle hissettiğim için değil,hemen tipik kuruntular gibi düşünme..Değersiz olduğun için değersizim!Hissettiğimden değil,hissettirildiği için!..
Hep bu olmuyor uydu zaten?Süregelen bir hayata tutunma çabası.Oysa bu ağacın dalları bile yok!
Sesler!!!!Beni delirtiyor!!!
Oyun gibi..Bir başı var,ama sonu kayıp.Bir sonun peşine mi çekilyorsun ixir..?Belki de itiliyorsun,kim bilir?..
Dünlerin yakamı bırakmasını,seslerin susmasını umud ediyorum.Artık oyunların bitmesini belkiyorum..
On sene sonraya gitmeye bile gerek yok!Bir ay sonraki halin bile sana acıyabilir.!!Acizsin..Lanet olası düşüncelere beynini açmaktan başka yaptığın bir şey yok mesela..Aynı çukurlara düşüp aynı gözyaşlarını döküyorsun..Bu sadece uzanıp alabileceğin bir oyun mu sanıyorsun?
Tutup kopartacaksın!!
Yine mi başa döndük ne?...


29.10.09

Nane Limon..

Sevmiyorum nane limonu..
Hasta ilan ediyor insanı yok yere..
Hem ben hasta değilim ki!
Değilim tabi,grip filan olmadım..!

28.10.09

Zar Adam ve Zar Terapisi


"Dr. Rhinehart bir zamanlar kendini,vızıldayarak etrafındaki çiçeklere konup kalkan,mutlu bir şekilde uçup duran iri ve renkli bir arı olarak hayal etti.Artık Dr. Rhinehart olduğuna inanmıyordu.Ama bir gün,birden uyandı ve kendini eski Luke Rhinehart olarak yatakta,Lil adındaki güzel kadının yanında yatarken buldu.Fakat o rüyasında bir arı rolü oynayan Dr. Rhinehart mıydı,yoksa Dr. Rhinehart olduğunu düşünen bir arımıydı,bunu bilemiyordu.Ne olduğunu bilmiyordu ama başında bir vızıltı vardı.Birkaç dakika düşündükten sonra omuzlarını silkti ve kendi kendine,"Ben belki de rüyasında Dr. Rhinehart olduğunu gören bir arı olduğunu hayal eden,Hubert Humphrey'yim."dedi.
Bir süre daha düşündü,ve sonra yatağın diğer tarafına kayarak karısına sarıldı.
Gözlerini kapamadan önce kendi kendine,"Her şeye rağmen,kendimi Dr. Rhinehart olarak gördüğüm şu rüyada bir arının yanında değil de,bir kadının yanında yattığım için mutluyum"diye mırıldandı.
...
Zar Adam çok konuşulan bir kitaptı.Hani bir aralar ‘olasılıksız’da olduğu gibi..İki kitap da aynı yankıyı bulduğu için çoğu kişi ‘Zar adam mı,Olasılıksız mı?’diye soruyor..Oysa bir anyada biri konyada..(mış)
Bu kadar konuşulması, bi de Olasılıksız gibi he!diye yorumların yapılması kitabı okumaya başlamama neden oldu ki 5 günde bitirdim de..
Etkilenmedim desem yalan olur.Zar Adam;Dr.Luke Rhinehart’ın tesadüfen! keyfettiği zarlar ve zarlı yaşam aslında çok ilgi uyandırıcı..
Mesela bir zarlı deney yapacak olursak;
1 ve 6 gelirse;bu yazıyı yazacağım.
2 ve 5 gelirse,Zar Adamın Peşinde’yi okumaya başlayacağım.
3 ve 4 gelirse;Mr.Brooks’u izleyeceğim.
Diyerek zarlara istediğim seçenekleri verip,kararı şansa bırakıyorum.
Tabi çok çeşitli kombinasyonlar verilerek iş iyice büyüyor..Nereye kadar?Zar dini oluşana kadar!..
Dr. Rhinehart zarlara itaat ederek,çeşitli rollere bürünüyor ve ortaya ‘Zar Adam’gibi sürükleyici bir roman çıkıyor..
Kitaptaki müthiş sözlerin bazılarını da paylaşayım.(şimdi tek tek sayfa çeviremeyeceğim için ancak aklımda kalanları yazıyorum)
*Bu adam Roma yanarken keman çalan bir Neron.
*Sen bana soğuk algınlığı için geldin oysa kanserden ölmek üzereydin.
*Bir Amerikalı olarak öldürmek içime işlemişti.(!)

İşte böyle..Kitaplar hakkında yorum yapmayı,anlatmayı severim ama yazmak bana göre değil..
Neden mi yazıyorum?
Çünkü zar 6 geldi..

 

25.10.09




Yazmak gelir içinden ama yazamazsın..

24.10.09

Önsezi

Gör Hadi İ.x.İ.r 
Gör !
Bir Kere De
Kafanı Çarpmadan Duvarı 
Gör !!


23.10.09

Kimsin sen????

Onuncu Köyün Adamı'nın pasladığı mimi gole çevirerek blogger'ı 1-0 öne geçiriyorum...Hani nerde taraftar??

Evet kabul ediyorum ki kötü bir başlangıç,ama ne yapalım artık giriş kısmı bulamıyorum:)

Bu güzel mimi bize gönderdiği için teşekkürlerimizi Onuncu Köyün Adamı'na iletiyor ve başlıyoruuuuz..

Konu;size birşeyleri hatırlatan ve sevdiğiniz kokular??

*Yağmur sonrası havanın kokusu;
Kim sevmez ki,oh mis.
*Benzin ve aseton kokusu;
Bilmiyorum neden ama tiner bile hosuma gidiyo:Dbu yüzden resim yaparken tiner kullanamıyorum,annem eve sokmuyo..
*Ezogelin çorbasının kokusu;
Kendisi en sevdiğim çorbadır..
*Mum kokusu;
Mumu sevmiyorum ama kokusu hosuma gitmiyo değil hani..
*Çay kokusu;
Semaverde yapılan çay gibisi yoktur benim için..Kokusu da başkadır:)
*Son olarak da ilginçtir ama hastane kokusunu da seviyorum..
Neden bilinmiyor..

Aklıma gelenler bu kadar,umarım hakkını vermişimdir:)
Mimi şutlamaya geldi sıra..

Plesenta yazsın isterim,değişiklik olur hem onun için:)
Lasombra yazsın;Çok güzel yazıyor çünkü:D
Esperanza;en son benim pasladığım mimi yazmış zaten,görürse eğer yine yazsın,bi sesini duyalım:)
Vecihi;Sırf gıcıklık olsun,sevmedi mim olayını diye yazsın istiyorum:D
'Sen de yaz yaz yaz bi kenara..' diye bi şarkı geldi şimdi aklıma onu da armağan edip,susayım,çok konuştum bugün..

22.10.09

Ünlem

Serzeniş Meraklısı yok artık..
Üzgün
Kırgın
Mutsuzum!
dön. 

21.10.09

Mimperest..

Onunucu Köyün Adamı bana mim göndermiş...Teşekkürlerimi sunup cevaplamaya başlıyorum..

En sevdiğin şehirler hangileri?
*İstanbul.. buruk bir havası var,seviyorum.
*İzmir..hüzün şehri benim için,seviyorum..


Favori filmin hangisi?
*Tek bir film olamaz elbette..Kategori olarak değişir..
*Yine de büyük bir genelleme yapacak olursak; The Godfather derim..


En çok hangi renk giyinirsin?
*Siyah ve kırmızı..

Özlediğin?
*Uyku... Çok özledim rahat ve huzurlu bir uyku çekmeyi..

Beklediğin?
*Beklemek kötü,beklemek zor..Yine de huzur'u bekliyorum diyebilirim.

Bu güzel mimi;
BiGaripWomen'a
Dalgaları Aşmak'a
Gereksiz Adam'a
Ve Vecihi'ye paslıyorum..

sevgiler,saygılar efem..

18.10.09

İyi gün insancıkları..

Can dostu
Yol arkadaşı
Dert ortağı
...
Herkeste bi yakın olma,bi babalık yapma istediği var..
Biliyor musunuz
Hepiniz evlat katilisiniz!! 

17.10.09

Dönsem,kabul eder misin?

Tiyatro hayatın yansıması değildir.Ancak hayat tiyatronun kötü bir yansıması olabilir.

Özledim. 

16.10.09

{Mim}

Elizaphelia tarafından gelen mimi cevaplıyoruzzz.

1. En sevdiğiniz 3 çiçek ismi :
Fesleğen
Kaktüs
Begonya.


2. Gerçekleşmesini istediğiniz 3 hayaliniz :
3 tane yok ya..
Bi tek iyileşmek istiyorum bu kadar.

3. En sevdiğiniz ve sevmediğiniz 3 huyunuz :
Sevmediğim,
-Çok çabuk sinirlenirim.
-Aşırı soğukkanlıyım.
-Dikkatsizim.

Sevdiğim,
-hırs yapmam.Bana göre hırs kötüdür.burdan doğru orantı yaparsak,bu da iyi bir özellik oluyor.
-Çabuk etkilerim.bi insanla bi saat konuşmayayım hemen düşüncemi empoze ederim(kötü mü ki bu:/)
-Yalan söyle(ye)mem.

4. Gıcık olduğunuz 3 hareket :
Yanlış anlaşılmak.
Israr.
Taklit edilmek.

5. Bu benim bugüne kadar olan en kara günümdü. Dünya başıma yıkıldı ve bir daha ayağa kalkamam diye düşündüğünüz olay;
Babamı kaybetmek.

Mimi;Esperanza,dbp ve Evolet'e şutluyorum.

saygılar,sevgiler..

15.10.09

Aslında Mutluluk..

Bizler mutlu olmak için çırpındık.
Sen de ben de en fazla bu duyguya önem verdik.
Sırf onun için savaştık,sırf onun için kazandık ve sırf onun için kaybettik.
Oysa mutluluk bir yanılsamaydı.Hiçbirimiz ulaşamadık,sahip olamadık.
Hep hayallerimizde kaldı,mutluymuş gibi hissettik ama asla mutlu olamadık.
Özünde hepimiz mutsuzduk.
Mutluluk;her parçası dünlerde kalmış bir hikayeydi.
Bir türlü tamamlanamadı,toparlanamadı.Hiçbir kalem onu gerçek kılamadı.
Okuyamadık,anlayamadık sırf bu yüzden.
Denedik.
Kurduğumuz labirentlerde denekleri dolaştırmak ve bunlardan sonuç elde etmek zor işti.
Deneyler zaten hep böyleydi.Hayat da böyleydi.
*Asla sahnelenmeyecek.Hep tekrarlanacak bu oyun.
Ve biz aslında hiç mutlu değiliz.
Özümüzü kaybettiğimiz için farkına bile varamadık.
Her defasında başa dönen bir kısır döngüde kayboluyor,bitiyoruz. 

12.10.09

Terapi

1 ay 1 gün.

Gittim de ne mi oldu?

Güzel oldu güzel..Kendimi aradım,buldum,döndüm.Öğrendim.Anlamam ve öğrenmem gereken,göz ardı ettiğim bir dünya olgu..Sanki biraz daha olgunlaştım.İnsan büyüdükçe değil,öğrendikçe olgunlaşıyor değil mi?:)

Ne kadar tanıdık geldim kendime bir bilsen..Hani aynaya bakınca birçok ben görürdüm ya aslında ne bariz ayırt edilebilir bir ben varmış.Bir köşeye sinmiş,korkmuş,kafası karışmış bir kedi yavrusu gibi olan ben nasıl da aslan kesiliverdim bir görsen..
Şöyle ki;birçok şey geldi geçti,ben kaldım.Ama kendime iyi bakmadım.Gücüm buna yetmedi.Hani öleceğini bilen bir hastanın son günlerini dolu dolu yaşaması gibi buruk yaşadım ne yaşadıysam..
Anladım dedim ya hani anladıklarım bir çok şeyi değiştirmedi yine.Hâla kabuslarla başa çıkmaya uğraşıyorum.Hâla uykusuzum.Hâla yavaş hareket ediyorum.Hâla merhametsiz,düzensiz ve anarsist.
Çok karaktersizim be!
Seni aldattım.Evet evet seni aldattım blog!Sen yokken içimi durduramadım.Yazmam gerekti.Ben de yazdım.Bir deftere döküldüm,şimdi okusan boğulursun.. O derece çok,o kadar yoğun...
Ömero;bir yorumunda demişti ki "Gitmek için gelir dertler.. ,, Ben de dert misali dönmek için gittim ve döndüm :)
Biriktiremedim yazacaklarımı.Tutamadım kendimi..
Çok tutarsız davrandım blog!Kendimi iyi edeyim derken çok huzur bozdum.Pişmanım.Keşke 'keşke' olmasa sözlüğümde ama var değil mi?.Gitmemek üzere var..
Dostlarım(çoğul ama tekil gibi düşün) olduğunu bilmezdim.Hâla bilmiyorum.Ama bana göre dost her 'insan' dan olur.Kalbi okyanus gibi büyük olan insanlar tüm insanlığa dosttur.
Hani seni hiç tanımaz ama düşünür,merak edip iyi olmanı bekler.Çok fazla tanımlayamayacağım örneklendireyim senin için.Mesela; beenmaya... Beenmaya; ne güzel insan!Herkesin hayaında bir beenmaya olmalı blog!ne şanslıyım ki benim var.
'Acı mı çekiyorsun,çek o zaman!' Bak bu da bir Ömero yorumu blog..Hepsi aklımda kalmış,yer etmiş belleğimde...
Çektim ben de acımı yaşadım doya doya..Ama keşke  bu kadar olsa sadece 1 ay sürse acı çekmek,pişmanlıklar..
Bu arada blog,ben artık bir milyon kalem yazarıyım.Ne güzel değil mi:)
Uzun lafın kısası;acısıyla tatlısıyla bir terapimi daha geride bıraktım.Faydalı seanslarım oldu..İyi ki gittim ama daha iyisi var; döndüm değil mi:)
1 ay 1 gün..
Özledin mi?
Ben özledim.

11.9.09

Gidiyorum..

Belki de gitmek en iyisidir..

Sevdiğim,izlediğim bloglar,hepinize kucak dolusu sevgiler..

Gitme vakti geldi..

10.9.09

Ödüle Lâyık Olmak..


Güzel bir duyguymuş.Beni ödüle lâyık gören Esperanza' ya teşekkürlerimi iletiyorum. :)

Ödül için gerekli olanlar:

1.Sizi ödüllendirene teşekkür edin.

2.Sizi ödüllendirenin blog linkini yayınlayın.

3.Ödülün logosunu yayınlayın.

4.7 yaratıcı bloggerı ödüllendirin.

5.7 blogun linkini yayınlayın.

6.Ödüllendirdiklerinizi haberdar edin.

7.Kendiniz hakkında 7 ilginç şeyi yazın.

Başlayalım:)

1.Tekrar Teşekkürler Nur'um:)

2.Tamamdır.

3.O da tamam.

4.Hmm..

Yazılarını büyük bir ilgiyle okuduğum güzel insan; d.b.p 

Mim yazarmı bilmem ama,ödüle layık bir blogger; Ömero

Son zamanlarda hayatı serzenmekte olan;Serzeniş Meraklısı

Yeni tanıştığımız aynı zamanda adaşım,Özlem; beenmaya

Hayatını düzene sokmakla uğraşan gönül dostum; Evolet

Bir görünüp bir kaybolan; Fatih Altay

Yeni keşfettiğm blogger; ateşinsesi

Ve ortalardan kaybolan,büyük ihtimalle bu yazıyı okuyamayan,gitmesine üzüldüğüm blogger ; zanzara

5.İsimlerin üzerine tıklasan yeter.

6.Pekiii.

7.Zor soru..Ama karalayalım bişeyler..

tekil hayaller kurmam..Ne bileyim hiç denemedim..Denesem de;seri katil olsam nasıl bir yol izlerdim,intihar etsem nasıl ederdim gibi olmayacak şeyleri düşünürüm.

Sıcak suyla duş alırım ama ne sıcak.Benim duş aldığım suya el değdiremezler.Neden böyle bilmiyorum.

Utandığımda,yorulduğumda,üzüldüğümde hemen yüzüm kızarır.Domates gibi..

Denizi çok severim ama ne kadar sıcak olursa olsun,kaynar olmadığı için giremem

Ellerimin üzerinde yürümeyi seviyorum.Bazen ışıkları ellerimin üzerinde,ayaklarımla kapatıyorum.bu hoş bir şey bana göre.

Başka yok yahu..Düşündüm ama bu kadar..

9.9.09

Kargaşa


Yaşamayı sevmek;
İyimser olmakla mı,
korkarak değil de cesurca tutunmakla mı,
durumları zıtlıklarıyla kabullenmekle mi,
ölümü düşünmekle mi,
'vardır bunda da bir hayır'deyip sineye çekmekle mi,
kaybettiklerini kazanmak için çabalamakla mı,
gülerek mi,
umursamayarakla mı,
hiç ölmeyecek gibi yaşamakla mı,
yoksa pişmanlıkların yakasını bırakmakla mı,
Mümkündür?

7.9.09

tatsızlık

Bu günlerde bulanığım..herkesten,herşeyden kurtulmak ister bir hâl..nereye gitsem aynı sorular,her ortam aynı telaşla boğuyor..

geçimsizim..soğuk,gülümsemeyen,anlamayan,anlatmayan..

Yazmak bile istemiyorum..öyle bir hâl..

Ve bir de uykusuz..

4.9.09

Paranoya

Üşüyorum.Kat kat örtünüyorum.Tek yastıkla nefessiz kalıyorum..Başımı genelde yüksekte hissetmek istiyorum.Gözlerimi tavana dikiyorum.Tavandaki kareyi gözlerimle takip ediyorum,ediyorum,ediyorum,ediyorum..Bir nokta hâline geldiğinde gözlerimi yumuyorum.Eğer oraya bakarsam tavan üzaerime çökecekmiş gibi geliyor..Kendime hakim olamıyorum,bakasım geliyor..Kalkıyorum pencereyi açıyorum,pencereyi açınca istediğim gibi gözleyebiliyorum tavanı.Ama üşüyorum!Pencereyi kapatıp,odanın kapısını açıyorum..İçeri ışık ve ses giriyor.Işıkta uyuyamam ki!Bütün bedenimi örtüyorum,bu sefer de nefessiz kalıyorum.

Sonuç;UYUYAMIYORUM!!

3.9.09

Umut;bir insanı öldürebilir!

Umud etmek..Yaşamak için,sevmek için,tutunabilmak için,kazanmak için,sevilmek için.Kimi zaman umutsuzluktur insanı ölüme sürükleyen,çoğu zaman da bir umuttur yaşatan insanı!..Hiçbir şeyi olmayan insanın bile umudu vardır.Cömert bir duygudur.Herkes kolayca edinebilir.Şartsız..Kendinden başka kimsesi olmayanın kendiyle kavga etmekten kimseye fırsat kalmamış bir kimsenin;(mesela benim gibi)tek dostudur..Kim bilir..

Bu konuyu yazmamın nedeni dün izlediğim bir film.Esaretin bedeli.İlk kez izlemedim ama unutmuşum diyebilecek kadar önce izlemişim.Ben de bir takıntı var ki adı takıntı mı olur bilmiyorum,filmlerdeki sözler,şarkılar,kareler beynimde kendi hayatımdan ya da tercihlerimden,düşüncelerimden kesitler bulup onları düşündürüyor bana.Çoğu kez bir filmi birden fazla izleme nedenimdir bu.

Umud etmenin filmiydi Esaretin bedeli.Umut ve zeka.Umud etmek iyidir dendi..

Ama bir düşünün..Hiç gerçekleşemeyecek bir umudun peşinden koşmak zarar mıdır yarar mı?Beklenen günler zamanın akıp gitmesine rağmen ulaşılmaz kalıyorsa?

Acaba benim umutlarım da öldüren türden mi?

Ya yaşamak için uğraşırsın ya da ölüp gitmekle..Buda filmdeki bir diğer müthiş söz.

Hangisi için? diye sordum kendime.Karamsar bakışım ve hayatımdaki yersizlikler ölüp gitmekle uğraştığıma bir cevap..Hâla bir umudumun olması da yaşamak için uğraştığıma verdiğim cevap..Bunları çoğaltırsam biliyorum ki sonu hüsran olan bir sonuç çıkar bu yüzden derinlerime inenem şimdilik, vurgun yememem lazım..

Senelerdir umud ediyorum,tek bir şey için.Hiç bir kıpırtı yok.Acaba öldürmeli miyim? Söküp atmalı mıyım?Ya da söylemekten kaçındığım söz; vazgeçmeli miyim?

Bu düşünceleri bırakmalıyım,tek bildiğim bu.Düşünmek bana daha da fazla zarar veriyor.Bu kadar iç hesaplaşma yeter..

-hâla uzak-

Not;Filmi izlemem için hatırlatan akıl adaşım Esperanza ya sonsuz teşekkürler..

2.9.09

İhtiyacım Var!


Birazcık,sadece birazcık;

Bu resimdeki gibi olmaya.

evimden uzakta

-ne önemi var-

1.9.09

yardım eli



evimden uzakta

01.09.09

31.8.09

Seçim

İdeallerim uğruna zevklerimden vazgeçmenin zamanı..

Kararsızca başlayacağım bir yoldayım.

İdealler bazen insana hata yaptırır ya,dilerim ben o insanlardan olmam!..

evimden uzakta

31.08.09

30.8.09

Serzeniş Meraklısı Bana Dedi ki;

Kaç sen var sende senden içeri?

İtiraf ediyorum zor bir mim.İç hesaplaşma gibi sanki..

Ben yine de elimden geldiğince cevaplayayım..

Aslında;acımasız bir yanım var..Zalim olduğuma inanasım gelmezdi bir zamanlar ama olmaması gereken kadar acımasızım.Fakat bunu hiç yansıtmam.

Kararlıyımdır ve verdiğim karar;bütün olasılıkların en iyi sonucudur.Ama gel gör ki karasız bir yansımam var.

Asla yalnız kalmadım.Hep yanımda aslında olmayan varlık/nesne vs. vardı.(sesler buna en iyi örnek)Çok yalnız sanırlar beni.

Bu kadar sanırım.Başka ikiyüzlülüğüm yok.

Umarım hakkını vermişimdir Serzeniş Meraklıcım .

Bu mimi mavi karanlık ve Evolet e paslıyorum.Kolay gele.

Serzeniş Meraklısı için

'evimden' uzakta..

30.08.09

25.8.09

Bana Ne Mi Oluyor??

Yalnız kalmaya,kendimle olmaya uğraştığım şu günlerde üzerime gelerek beni boğmaya çabalayan insanlara yazmak istiyorum!.

Bazen,hatta bazen değil çoğu zaman sözcükler anlatmak istediklerimde hacim bulamıyorlar.

Anlatsam bir,anlatmasam bir türlü diyebileceğim bir hâl.

Neden anlamak istemiyorsunuz?

Yasaklandım.Evet bugün belki de son dizelerimdeyim.Bir bir elimden kayıp gidiyor her şey.

Duvarlarım nefes alıyor.Köpeğim benimle konuşuyor..

Daha da açık hâle getirmek gerekirse;bir bataklığın içindeyim.Pisliğin tam ortasında.

Gelen geçen herkes yanlış yerde olduğumu,bir an önce kurtulmam gerektiğini söylüyor.

Kimse elini uzatmıyor!!İşte böylesiniz bana karşı.

Cümleler değil yardım eli benim istediğim!

...

Büyük bir yangın vardır.Hiçbir suyun söndüremeyeceği.

Elinize aldığınız bir kova su,o yangını daha da alevlendirir.

İşte ben o yangınım,siz de yangını alevlendiren.

Umarım beni anlıyorsunuzdur..Hoş bu satırları okumuyorsunuz ama..

22.8.09

Ve hayat..

hayata karşı bunca emeğim,tutunma çabam olmasına rağmen neden beni bir türlü kabul etmiyor?

ve hayatın denklemlerini kurmama rağmen çözememem neden?

-- sanırım yaşamaya kafam basmıyor!.

20.8.09

Sorunsal

Her şey neden bu kadar karmaşık????

Allahım ne olur beni kurtar!!!!

Bir dost az ikisi çokmuş!..


Etten kemikten, fikirden ve düşünceden bir yapın olunca kendin gibi birilerine hep ihtiyaç duyarsın.Konuşmak kadar dinlemek de dinlemek kadar dinlemek de bir ihtiyaç ya hani..

Birçok arkadaşın bir iki tane dostun olması bazen omzunun ağrısını hafifletir.Rahatlarsın.

Bazen de daha fazla yük biner omuzlarına.Bir kişilik hayatında birden fazla hayat vardır çünkü.

Sen büyürsün,o büyür,yük ağırlaşır ve omuzların küçülür..'olsun' demek ne kadar zor olursa olsun belki birçok arkadaşın değil ama bir iki dostun için dersin 'Olsun!'..

Zaman geçtikce insanın düşüncesel mekanizmasının acizliği ortaya çıkabilir.Bencilce davranabilir,kırabilir,yıkabilir,bozabilir.İşte o zaman da 'Olsun' diyemezsin.

Yıkılır,Kırılır,Bozulursun.

Omuzların kanamaya başlar.Gözlerin ağlamaya başlar.Kalbin isyan eder.

Yalnız kalman dost sanmandan bin kat iyidir.Ama olan oldu değil mi?

Yanında sandın,o çoktan gitmiş,arkasına bile bakmamış!..Kendi hâline,üç kuruşluk derdine çekip gitmiş..

Üç kuruşluk dert!.. Sen de çektin çünkü onun yükünü..

Şimdi yine barışmak,gönlünü almak zorundasın zifili yalnızlığının..

Yıkılan tabularını teker teker oturtmalı birçok arkadaşının yanına varmalısın.Söylemek ne kolay,ne komik!..

Haline yan!..Sen kendine en yakını bırakıp ihanet edene gittin ya,kendini yak!..

Az bile.

Bak dinle.Ne güzel söylemiş Feridun Düzağaç..

"Bir dost az,ikisi çokmuş,ortası yokmuş!.."

19.8.09

Mavi Karanlık için mim konusu=)

Cici insan mavi karanlık  tarafından mimlendim dostlar.. Bu aralar bizi düşünen çok Allah bozmasın:)Teşekkür ederek yazmaya başlıyorum mimi ..

hangi şehirde yaşıyorsun?

-Zonguldak.

-mesleğin?
Öğrenciyim.

-blog yazmaya başlama kararını ne zaman aldın?
Temmuz 2009 da başladım ama bir yıldır aklımdaydı.

-ne kadar süredir blog yazıyorsun?
Temmuz 2009:D

-blogunu hangi sıklıkla ziyaret edersin?
Pc başında olduğum zamanlar..şu sıralar her gün..

-pc açıldığında bloğunu açmak kaçıncı sıradaki iştir?
İkinci.

-başka bir blog sayfasında görüp aldığın bir şey ya da gittiğin bir yer oldu mu?
Iıh olmadı. :)

-bloğunda hangi konularda yazmak seni mutlu eder?
Kişisel bir blog.Hissettiğim ya da paylaşma ksitediğim konular bulunur ve bulunmaya devam edecek:)

-bloglarda gördüğün diğer blog arkadaşlarını eklemekte seni cezbeden ne olur?
Yazıları.

-blog arkadaşlarınla buluşma, bir araya gelme fikrine ne dersin?
Süper olurdu. :]

-bu soruları kim(ler) cevaplasın?

Imm şey d.b.p (oh olsun:P) ve Dolunay cevaplasın isterim:)

d.b.p beni mimledi!..

Güpgüzel insan d.b.p tarafından mimlendim.Hem de özel hazırlanmış sorularla o_O

Başlıyorum efem.

1-En çok güldüğünüz olay;Sabahın beşinde arkadaşımla yurttan kaçıp dolaştığımız gün.(kendi halime güldüm)

2-En çok ağladığınız olay;Babamı kaybettiğim andır herhalde.

3-Komik duruma düştüğünüz an;Coğrafya dersinden sonra Biyoloji hocasının sorduğu soruya 'terra rossa' diye cevap vermem. ( rezaletti:D)

4-En çok sinirlendiğiniz an;Sinirli bir yapım var.Her an her şey olabilir.Bu soruya verecek cevap bulamıyorum. :/

Umarım iyi bir not alırım d.b.p 'den. :)

Bu mimi cancağazım' a paslıyorum. Kolay gele.. :)

18.8.09

Niye Gülüyoruz?


İnsanları izlemek en sevdiğim uğraşlarımdan biri.Bir köşede sessizce yaşanılanlara kulak vermek.

Onlara karşıdan değil yukarıdan bakıyorum.Kimse maskeyle dolaşamasın diye.Ve gördüğüm manzara iç acıtıcı cinsten.Bir sürü mutsuz,huzursuz insan..

Neden yalan söylenir?Mutsuzken neden ben mutluyum denilir.İyi değilken neden her seferinde İyiyim denilir?Samimiyet neden yok artık?

Bunları sorgulamıyorum aslında.neden diye sormam nedensiz.Nedeni bilsem ne olacak ki? Oynamaktan cayacaklar mı?Hayır..

İnsanların yüzündeki kahkahanın nedeni bilmek istiyorum ama sorguluyorum ama cevap yok.Herkes amansızca gülüyor.Gülmek mutluluğun göstergesi değil ki.. Gülmek ben iyiyim'in kanıtı değil ki.. 

O kadar belli,o kadar net ki.. 

Bu kahkahalar çok yapmacık.. Onları gördükçe ağlayasım geliyor.Yetmedi sanki..Bu oyun asla sergilenmeyecekken her seferinde provası yapılıyor.

Çok yapay..Anlam veremiyorum.Acaba sorun ben de mi,bütün bunlar normal de ben miyim içime çeken,anlamsız kılan?..

17.8.09

Boşluk

Hissiz bir ortam.Duyularınız işlevini kaybetmiş.

Göremiyorsunuz,dokunamıyorsunuz,duyamıyorsunuz.

Bir oyun gibi düşünün.

Bir terazi var tam ortada.Tabi siz göremiyorsunuz.

Bir kefeye aklınız bir kefeye kalbiniz yöneliyor.İstemiyorsunuz,çırpınıyorsunuz ama kim kurallara karşı gelebilmiş ki?

Pisliğin,bataklığın tam ortasındasınız.Parçalarını kaybetmiş bir yapbozdan farkınız yok.Zaman ilerledikçe küçülüyorsunuz.

İşte böyle bir yerde böyle bir haldeyim..Ne görenim var ne gelenim..Herkes bakıp bakıp gidiyor..

Bu gidişle ya kalpsiz ya akılsız kalacağım..

16.8.09

Kayıp

Tek bir cümle özetler;

Olmaktan Korktuğum Yerdeyim.

15.8.09

derman kimdedir?

Dert bende tamam.

Hem de ne dert.Ruhum acı içinde kıvranırken onun eriyip tükenmesini izlemek.

Kelimeler beynime baskı kuruyor ve dudaklarımda hacim buluyor.

Sancılarım giderek ağırlaşıyor.Hayat gözlerimin önünden akıp gidiyor.

Ben çaresiz,o çaresiz,biz çaresiz..Çaresizlik labirentindeyim,hangi kapıyı açsam boş.

Olmaması gereken,çekmemem gereken acılar.

Anlaşılmayan anlamsızlıklar.

Sessizlik başımı ağrıtıyor.

Dert bende.

Derman?

14.8.09

Anne ben acıktım.

Annem,canım annem seni çok özlüyorum biliyor musun?Bana yakınken uzakta kalan kişilerdensin.Neden böyle oluyor bilmiyorum,tek bildiğim ve senin bilmeni istediğim;benim bir hatam yok,olmadı.Hep insanların daha doğrusu insancıkların yalanları..Ben seni hep çok sevdim,seviyorum da.

Anne ben bana sarılmana acıktım,benimle konuşmana,beni dinlemene,beni öpmene acıktım.

Kin tutar biri olup çıktım.Bütün bunların hesabını sorumlu olanlardan sormak istiyor içim.İçim kan anlıyor..Ve sen yine bunu görmüyorsun.

Ortada bir adaletsizlik var.İnan bana.Ben hiç yalan söylemedim ne sana ne de bir başkasına.

Görmeni çok isterdim.Benim gerçekten iyi bir insan olduğumu ya da olmaya çalıştığımı gözlerini açıp görmeni isterdim..

not;konu başlığı Sahrap soysal'ın yemek kitabının ismi.Evde rastladım,ilgimi çekti.O kitap bir psikoloji kitabı olmalıydı bence.

13.8.09

Mimlendim[ilk göz ağrısı]

Canım arkadaşım Evolet tarafından mimlendim dostlar.. Yazmamı istediği konuda çok ağır geldi bünyeme doğrusu..En azından mahçup olmayalım diye yazmaya çalışalım.. :)Bu yazıyı da Evolet'in gözde rengi yeşille yazayım:P

VAZGEÇİLEMEYENLER...

1)Kendimle konuşmak; evet yanlış okumadınız..Doktorlar buna psikoz hâli deseler de kendimle konuşmaktan asla vazgeçemem.. Eksik kalırım.Bana en yakın yine benim.

2)Ailem;kim vazgeçebilir ki ailesinden?..Her ne kadar annem onu sevmediğimi düşünse de ben hepsini ayrı ayrı canımdan çok seviyorum.

3)İlaçlarım; Herkes birşeyler söylüyor ne yapmam gerektiği hakkında ama bir tek onlar işleve geçebiliyor.. Onlarsız olmaz:(

4)Arkadaşlarım;Hiç tanımadığım kişilere bile bazen ihtiyacım oluyor ki zaten büyük bir sorunum olduğunda yanımdakileri değil de sanaldaki arkadaşlarımı tercih ederim.Yine de insansız olmuyor..Etten kemikten olsun benimle olsun:)

5)Bilgisayar; Kendimi yanında iyi hissettiğim tek nesne.. Yalnızlığımı unutturuyor bir nebze olsun..

6)Resim yapmak; İçimdekileri dışa dökebildiğim tek yer,tek mekan..Hem orda kelimelere de gerek yok.. :)

7)Kahve; nedeni yok.. Her gün mutlaka.. İlaç gibi:)

8)Ağlamak;İstemdışı bir hareketimdir her gün istisnasız ağlarım.En mutlu günümde bile..

9)Okumak; seviyorum farklı dünyalar açmayı beynimde.. :)

10)Bisiklet;Ayaklarımın işe yaradığını görmek beni mutlu ediyor.

11)Deniz; Yorgunluğumu,derdimi uçsuz bucaksızlığıyla alıyor.Allah denizsiz bir şehirde yaşamayı nasip etmesin.

12)Müzik; Sözün tınıyla dansını seviyorum..Söylemek isteyipte söyleyemediklerimi ifade ediyorlar..

Bunlar aklıma gelenler..Dediğim gibi zor bir konu bünyeme.. :( Kurabileceğim cümle sayısı az..Sürçü lisan ettiysem affola.. 

Bu konuyu yazarlarsa eğer Devenin bale papucu na paslıyorum.. :)

Evolet'i de bir kez daha öpüyorum.. :)

12.8.09

içimdeki beni kurtarmak

Uzun,yorucu 2 günün ardından tekrar kendimle başbaşayım..Sessizlik başımı ağrıtıyor,o kadar sessiz geçdi ki bu günler..Kendimi bir çemberin içinde gibi hissediyorum..Ve o çember giderek daralıyor..Daraldıkça nefes almakta güçlük çekiyorum..Daraldıkça,seçme şansım azalıyor..İnsanlar yine başıma üşüşüyor..Sanki içimde bir ölü var da onun cenazesindeyim..Sanki onun yasını tutuyorum..Kurtuluş?.. Çok mu zor acaba..Hem her gün ölüyoruz zaten..Belki bu da onun gibi birşeydir..Tekrar nefes alabilir belki..Bana bir dönse her şey çok güzel olacak..Terk edilmek çok koyuyor.. İnsan kendi kendini terk eder mi?.. Yalnız hissediyorum..Paylaşacaklarım azaldı..Onunla beraber çok şeyimi kaybettim..Anlatacak masallarımı bile..

Lütfen dön..Bak ben çok pişmanım!..

10.8.09

Hüznün parça buçuğu

Susarak anlatabilmek ne hoş bir duygu değil mi?Soruyorum çünkü bilmiyorum ne demek olduğunu.Anlatmadan anlaşılabilmek ne güzel olurdu..Sükûtun o derin çığlığını birinin duyması..

Birileri sahte gülüşlerimi anlamalı artık diyorum.Ne bileyim ses tonumdan anlasın berbat bir hâlde oluğumu,yalan söylediğimi,rol yaptığımı..İyiyim derken ki samimiyetsizliğimi..

O kadar mı uzaktan yaşamışım?Ya da çok mu güzel rol yapıyorum?.

Anlattıklarım daha birer başlık.Birileri konuyu da okumalı.Yorumlamalı.Bunlar hüznün parça buçukları..

Biri çıkıp bütününü merak etmeli!..

6.8.09

empati

Kapatın gözlerinizi.Oturun bir köşeye.Dizlerinizi kendinize doğru çekin.Ellerinizi bağlayın birbirine.Gözlerinizi açmayın.Boşverin nedeni,niçini.Başınızı sol omzunuzun üstünden kalbinize doğru bükün.Şimdi düşünün.O asla tarif edilemeyen korkuları,kaybedişleri..

Susun.cümlelerinize kelepçe vurun.hıçkıra hıçkıra ağlayın.

anlıyor musunuz?

3.8.09

karmakarışıklar

Aklımda bir ağırlık var..Geçip saatlerin karşısına zamanı izler oldum..Düşüncelerim karmakarışıklıklar içerisinde bir kördüğüm oldu..Elimde avucumda ne var hesaplayamıyorum.Aksattığım işlerimin üzerinden acımasızca geçti zaman.Nasıl toparlanacağım meçhul.Daha çok istedikçe daha çok kaybediyorum.Sanki ben 'tamam,pes' dediğimde çekilecek üzerimden,rahat bir nefes aldıracak..

Sesler de işin önemli ama vurdumduymazlığa gelen yanı..Dün gece de bir kadının çığlıklarını duydum.Ne hikmetse!..Ben kulaklarımı kapadıkça içimde çoğalıyor sesler.Sanki nefesimi tutarsam içimde patlayacağım gibi..Hiç bir gider yolu yok mu bunun?..

Sahi kurtuluşun olmadığını düşünmeye başladım.Elimde ne kaldı ki?

Huzur mu,huzursuzluk mu?

İyilikler mi,kötülükler mi?

Sabır mı,kanaat mi?

Kulluk mu,isyan mı?

2.8.09

Uzak Yakınlar

Bugüne de yoğun bir karın ağrısıyla merhaba dedim.zaman geçtikçe zehirlenmiş olabileceğim ihtimali  kuvvetlendi.yine de doktora gitmek istemiyorum.çorbamı yapıp içtim.biraz dindi ama bakalım..hastaneler kendimi berbat hissettiğim ortamlar..

Velhasıl bu da bana bir kaç ay önce beni terketmiş olan bir duyguyu geri göndürdü."Ölüm."

Hem çok uzak hem çok yakın.Başka bir olgu var mı bu kadar net?yine hissetmeye başladım.Korkuyorum.Bu duygudan gerçekten ürküyorum.bazen o kadar yakınıma geliyor ki.ve şu an o anlarım geri döndü.yaşadığım zorlukları tekrar yaşamak istemiyorum.fakat hiçbir tecrübe de edinemedim..ne yapmam gerektiği muamma..

Hangisi hangisinden daha baskın bilemiyorum..bildiğim tek bir şey var o da berbat bir halde olduğum.

1.8.09

mut(suz)luklar


Dün geceden itibaren başımda acayip bir ağrı var.Beynim sızlıyor.Sanki içerden basınç yapıyorlarmış gibi garip bir his.O an bir damla uyku için herşeyimi feda edebileceğimi düşündüm.en azından düşünmeye çalıştım.uyumak,belki beş belki on dakika..ne büyük bir mutluluk olurdu benim için.malesef sabaha kadar rahat edemedim.önümde onca boş kahve bardağı karsımda gökyüzüyle sabahı getirdim.bir an düşünmedim değil,güneşin doğmayacağını.

son dönemlerde isteklerim benim aşırı rahatsız ediyor.çok küçük bir şey için kendimi feda eder oldum.bunun adını da mutluluk koymuşum.bu beni mutsuz ediyor.ucuz mutluluklar benim mutsuzluğumdur.ama gel gör ki içimdeki ben böyle düşünmüyor.neredeyse bir bardak suya bile mutlu olma isteği var onda.bir damla uykuya,dışarı çıkabilmeye..eskiden böyle değildim.evet acı şeyleri üst üste yaşıyordum ama ucuz mutlulukların peşinde de değildim.kendimi alçaklarda hissettiriyor bana bu duygu.tarifi zor..

mut(suz)luklarımla başbaşa daha kaç sabah getireceğim odama?.

31.7.09

istemeyi bilmek

istemeyi bileceksin ki istediğini versinler.sanırım ben bu konuda olmaması gereken kadar başarısızım.son birkaç yıldır konuşmaktan,bir şeyleri açıklığa kavuşturmaktan ya da haklıyı haksızı ayırmaktan vazgeçmiş bir haldeyim.bıkmış olduğumun delilidir bu.

işin koyan tarafı,insanlıktan bir damla bile nasibini alamamış kişilerin çıkıp adalet temsilcisi olması.ve benim yine susmam.bunu neden yapıyorum bilmiyorum.istesem o uğruna dünyaların verildiği tabuları rahatlıkla yıkabilirim.neyin suskunluğu peki bu?neden yapıyorum bunu?

ve işin kötü tarafı;beni seven en azından öyle görünen kişilerden de kopmam.hiçbir gönül bağımın olmadığı anlamına (mı) geliyor.konuşmak artık canımı acıtıyor.kelimelere düşman oldum.öylece oturup izlemek,dinlemek istiyorum.

anlam veremiyorum.beni bu kadar ne yıpratıyor içten içe?neden onunla yüzleşemiyorum?

neden?neden?neden?..

29.7.09

ürtikel

4 gündür hastalıklarımla uğraşmaktayım.Strese,aşırı kafeine ve bunun gibi sudan ucuz sebeplere vücudumun verdiği tepkilerle..yordu beni çok dinlenmek.çok düşünmek daha da büyük bir hastalık değil mi?. öylece dinleneyim diye bırakıldığım yerde krizlere giriyorum ister istemez.ilaçlar; yetmiyor,yetemiyor.ne uyutuyor ne acıyı hafifletiyor.

zaten sevmediğim aynaların karsısına da çıkamaz oldum şimdi.bi de kabuğum için mi ağlayayım?.

Ve malesef sonuç öyle oluyor. giderek azalan zaman karsısında hâla kendimi bulamadım.

anladığım tek birşey var.hayat kendimi kaybetmeye değecek kadar yaşamaya değmiyor..

23.7.09

dağınık yalnızlık

ellerimi kirletmeden yaşamak istiyorum.içimde bir damla bile merhamet kalmadı.ne başkalarına acıyabiliyorum ne kendime.günler ufalanıyor ellerimde.içimi katledenleri bir bir zihnimde tutuyorum.beni dağıtıp,yığınla bir kemik torbası haline getirenleri içime ektikleri nefret tohumlarının meyveleriyle ödülledireceğim.

bu karanlıklar hiç bitmeyecek biliyorum.gecenin ardında yine gece var..güneşimi çalanlardan soracağım hesabımı..

dağınık bir yalnızlık elimde kalan.. merhametsiz ve paramparça bir yalnızlık.

22.7.09

düş ağrısı

Rüyalarımda görüyorum onları..o gerçekleşmesini çok istediğim düşlerimi.kolay değil ki,bir tarafı yıkarken bir tarafı yapabilmek.canım yanıyor..hem de çok.'keşke' diyeceğimden eminim,vazgeçtiğim için.benim olabilecekken bıraktığım hayaller çünkü..ben onların yıkıntıları üzerine nasıl başlayacağım şimdi?..benim için ağrıyorlar,nasıl çekip atayım ?..gözlerimin önünden akıp giden düşlerimi sanırım bir daha geri getiremeyeceğim..

21.7.09

karanlıktan çıkarken

5 gün sonra ilk defa evimden dışarı adım attım..gökyüzüne bakamayacak kadar kapalıymış gözlerim,irkildim.. insan içine çıkmayı unutmuşum.bu kötü işte.zamanım azalıyor.bir yerlerden başlamam lazım..yoksa herşey berbat olacak..aslında birçok alternatifim var,yok değil.kendimi bir an önce bu kaostan kurtarıp ilk adımımı atmam lazım.alışmaya çalışıyorum daha doğrusu beynimi buna hazırlamaya çalışıyorum..çok yorgunum ve daha yorucu bir işe başlamaktan korkuyorum sanırım..uykusuz gecelerimi terk etmek zorunda kalmaktan bile korkuyorum.ne acı.

20.7.09

anladım ki anlamak yetmiyor


Bildiğim birçok şey,bilmediğimin içinde.Kararsız kaldım.Ne olduğunu,ne yapmak gerektiğini biliyorum ama tipik şizofren hâlleri işte..Birçok dünyayı içimde barındırıyorum..Biliyorum ki zaman zam'lardan türemedi bu yüzden mutluluklarımızın kısa sürmesi..bir itirazım yok bu yüzden.. hayat istediği gibi yaşasın beni,ben onu yaşamayı beceremedim doğrusu.Kötü bir oyuncuyum bu oyunda.Kötü bir öğrenciyim bu okulda.Mezara götüreceğim hayallerim; şimdi hay... ile başlayan küfürler..bildiklerim beynimde baskılar yapıyor..içimde bir kaos havası...dışarı çıksam yağmur arındırır mı beni?..kurtuluş yok mu bundan?..

Başlıktaki söz Ömero ya aittir.

19.7.09

su masalı

Sen çöllerin ardında

Bozkırın kornunda

Yalnızsın..

18.7.09

Çok Yorgunum



Kalabalık içinde yalnızım.Herkese farklı gözlerle bakamamak zor.Bir bedende birden fazla kişi yaşatabilmek zor..Sanırım sonunda katil olacağım..
Çok uzağı hayal edebilmeme rağmen önümü görememem ne tuhaf.. Yapmam gerekeni bilmeme rağmen yapılması gerekeni bir kenara atmak ne ilginç..
Bunu hangi ben tercih ediyor acaba?..
Bu duyguları besleyen hangi ben?..
Bunlar tipik ergen muhabbetleri değil,çünkü içimde onu yaşayan bir ben var..
Benliğimden kurtulmak istiyorum!..

17.7.09

Aklımın Odaları..


Ne olursa olsun,hangi acı beni savurursa savursun O aklımda.Sanki en çok da O baskı yapıyormuş gibi bana..Herkesin sorumluluğundan çok onunki var üzerimde.Off çok zorlanıyorum...

Önümde seçmek için tek bir yol var..hayallerime giden yol çoktan görünmez olmuş.Onlar artık hay.. ile başlayan küfürlere dönüştüler.

Peki ya O ?..  O da benim bir hayalim yani aslında hiç olmayan olgular odasında mı kalmalı?..

Bir göze alabilsem.. bir çıkabilsem bu cehennemden..içimdeki nefretten bir kurtulabilsem..

Zamanın acımasızlığından,hayatın türlü oyunlarından,kaderinden cilvesinden..

herşeyden.. bıktım tükendim...

Göz Yaşı..

Yüreğimden akan bu yaşlar iç temizleyen cinsten değil; acımı alevlendiren türden..Her gün bir gün bitmesi dileğiyle damla damla harcıyorum.Ne yazık ki acı gerçeğinden de farkındayım..

Bu alev sönmedikçe bu pınarlar kurumayacak..

Öl-


Uzun zamandır kendimle konuşmamıştım.Belki de artık iyi oluyorumdur derken aslında bunun ne kadar büyük bir kayıp olduğuna karar verdim.Kendi dünyamda oyalanırken yanımda sandığım kişiler,yaptıklarıma anlam veremeyerek çoktan 'elveda' demişler bile bana..
Düşününce zor geliyor.Neden anlamadılar ki beni?Neden sormadılar?Neden sorgulamadılar?Kalbim ne de olsa birgün duracak.. Neden kırdılar?..
Beynimdeki sesler susmuyor,geceleri uyutmuyor..
Herşeyi bu kadar zora sokan ben miyim?..
Ya da şöyle mi sormak gerek.. Olanların sorumlusu ben miyim sadece?

16.7.09

Ölmek Tatlıydı Baldan..


Tabi birkaç gün öncesine kadar.

Hayat her zaman karşıma istemediklerimi çıkarmak zorunda mı sanki?.. Bazen keşke diyorum,keşke bilmem gereken bazı şeyleri bilmeseydim.Hiç olmazsa taşıyamayacağım yüklerin altında kalmazdım.Ama inatla savaşıyoruz..

Mutlu olmayı göze alamıyorum sanırım,Mutluluklarımdan vazgeçme cesaretini gösterebildiğime göre..Kaç kez yaşayacağım daha bunları.Yolun başında tükendim.Çoğu kez uçurumun kenarına gelmekten usandım.Artık bir rüzgarda devrilmek istiyorum...

(Buraya kadar mı?!..)

Bir Tutam Baharat..



Merhaba sevgili yeni dünyam..Yazmaya başlamak uzun zamandır fikrimdeydi.Kısmet bu günlereymiş.Her kapının yüzüme kapandığı bu günlereymiş..

Aklımı kafa tasımdan uçurduğum günden beridir yaşamaya zorlanıyorum.

Olduğu kadar artık.

Vaktimin çoğunu burda bloglayarak geçireceğim sanırım.

Hoş buldum,gizli defterim..