26.12.13

ben ne yaptımlar şimdi ne olacaklar..


başlayamıyorum.
yazmaya baş la ya mı yo rum.
çünkü neresinden anlatmaya başlasam içimde kalacak yerler var.

ben salağım ya.
aptalım.
şu an hissettiklerim bana çok koyuyo be. içim içimi almıyo.
darlanıyorum.

-hiçbir zaman açık açık yazmadım. güzel türkçem sağolsun bir cümleyi belki de on farklı cümlenin yüz farklı anlatımına sığdırmaya o kadar müsait ki. kıyamıyorum açık konuşmaya.
hayır yani belirtmek isterim ki yine ne yaşadığımı anlamadan ne hissettiğimi anlayacaksın.
belki sıkıldın, belki sen de darlandın.
ama..
ama işte..
AMA. -

kaybettim.
yine böyle avuçlarımın içinden kaydı gitti.
yine kaybettim.
-"yine" burda vurgulu.-
ama bu sefer bir bedel var ki.. bir bedel var ki.. türkçem yetmiyor anlatımını farklı cümlelere saklamaya.

canım yanıyor.
çok kötü bi his "yedirememek"
kendine,aklına,kalbine,hayallerine yedirememek bir şeyi,çok kötü,çok acı bi tat.

offf çok farklı bişey oldu bak şu an. ilk defa.
BEN;
yazamıyorum ama yazmak istiyorum.
başka türlü akmıyo içimden gitmiyo aklımdan.
ama ya za mı yo rum.

söylenmemiş sözlerden,söyleyemediğim sözlerden nefret ediyorum.

içime de atamıyorsam,ne yapmam lazım?
hem dile gelmiyor hem içime sığmıyor.
böyle araf mı olur?

biliyo musun belki ben de sıkıldım.
her seferinde kaçmaktan,yüzleşmemekten,pişmanım diye ağlamaktan,sümüklerimi silmekten belki bana da daral geldi.

bildiğini biliyodum..

peki sonra? sonra ?????
insan da çember gibi.
ne kadar kaçarsan kaç,ne kadar saklanırsan saklan,hızlanırsan hızlan yine kendine çarpıyosun.
yine kendine ağlıyosun.
yine kendi yaralarını kendin sarıyosun.
kendinsin çünkü.
çemberden çıkamıyosun..
kendini kaybedemiyosun.
teksin.
ve mecbursun.
üzülmeye mecbursun.
alışmaya mecbursun.
kendini kabullenmeye mecbursun.

çok koyuyo biliyo musun, "ben ne yaptım"lar çok koyuyo.
"şimdi ne olacak"lar çok koyuyo.

18.12.13

batıyoruz kaptan

03:08.
yeni uyandım.
yukarıdaki cümle ağır anlatım bozukluğu ve hüzün içermekte.

hayatımın altı üstünden daha iyidir belki diyerekten alt üst oldum.
nitekim yine yeni yeniden yanılmışım.
yolunda giden tek bir şey söyleyemem.
aman aman çok mutsuzum da diyemem.
ama ağır hayal kırıklıkları yaşayacağımın garantisini verebilirim.
her anlamda.
okul olsun,aile olsun,para olsun,aşk olsun...

20 yaşın olgunluğu içimde bir yerlerde. hep olgundum zaten ben. biliyosun.
en büyük sorunum
olduğum gibi görünememek.
15 yaşında çocuk tavırlarım bitmiyo ya bitmiyo.
yapıyorum. pişman oluyorum. YİNE YAPIYORUM.
niye tek başıma bişeylerin üstesinden gelemiyorum?

bildiğim tek şey adam akıllı depresyona girebilmek.
bi tek bunun hakkını verebiliyorum hayatta.
gerisi boş.
bomboş.

hayatımı önüme sersem şöyle;
güzel arkadaşlıklar kurdum..yesyeni sayfalar açtım.
yine sevildim. yine sevdim.
bölümüme alıştım.
hayallerime daha bi ısındım.

parasal anlamda battım.
içinden çıkılmayacak derecede battım.
baya iyi battım.

aynı anda 2 kişiye aşık oldum.
ama bunu onlara yapamadım.

yani durumlar bu çerçevede.
ben hep kendime çok güvendim.
ne kadar derdin tasanın içinde olsam da bi şekilde bütün sorunların son dakkada çözülebilceğine inandım.
ve oldu da.
son dakkalarım hep hayati önem taşıdı.
ama bu sefer iyi hissetmiyorum.
fena çuvallayacakmışım gibisine.
hayal kırıklıkları yaşayıp,yaşatacakmışım gibisine.

umarım yanılırım.
umarım sadece kötü bi histir.
umarım son dakka golümü yine atabilirim.

yoksa toparlanamam.
bu kadar dağılmışken,bi karmaşayla daha başa çıkamam.

03:22
yukarıdaki yazı ağır umutsuzluk ve hüzün içermekte.

9.12.13

heyecan dostum heyecan,kaybettiğin o hazine

hayata karşı,insanlara karşı,hatta kendine karşı bazen düşman tarafta olursun.
Çatışırsın.
Vurursun.
Vurulursun.
Can yakarsın 
ya da 
canın yanar
falan filan..
böyle cümleler kurmayı çok severdim eskiden. toplum ağzıyla "edebiyat yapmak" dediğimiz bu şey beni acayip rahatlatır-dı.
İçini dökmek dedikleri benim için buralara böyle şeyler yazmaktı.
Birinden kazık yediğimde olsun,
Bişeyleri başaramadığımda olsun,
Çok sıkıldığımda,dağa taşa kızmak istediğimde olsun,
Ağlamak istediğimde olsun,
Hatta;
Yalnız kalmak istediğimde bile olsun..
Yazmak,edebiyatımsı şeyler yazmak,içimi boşaltırdı.
Bu blogu 5 senedir yazıyorum. bu da 15 yaşımdan beri demek oluyor.
Her şey biter mi ya bu arada? bi soru sormam lazım sana,gerçekten her şey biter mi?
Ama HER ŞEY dedim bak,iyi düşün???
Artık olmuyor sanırım.
Artık beni tatmin etmiyor bu cümleleri kurmak.
Hatta cümlelerim bile içime dert olup geri dönüyor bana gibi.
Neden dedim ya neden?
Bi bu kalmıştı elimde bunu da kaybedicem dedim.
Ne eksik dedim,hemen vereyim de geri gelsin şu rahatlama hissi.
Baya uzunca bi düşündüm.
Zaten çok vaktim var düşünmek için,zira hâla uykusuzluk problemiyle başa çıkmaya çalışmaktayım.
birden bişeyler fark ettim.
HEYECANım mı yoktu artık?
Hiçbir şeye şaşırasım,sinirlenesim gelmiyo,kızmak bile istemiyorum.
hayata karşı,insanlara karşı,hatta kendime karşı tepkisizim.
Yok,diyecek hiçbir şey bulamıyorum çoğu zaman, bulsam da söylemek istemiyorum.
İçime de atmıyorum.
Yok olup gidiyo öyle..
Ben galiba çok büyük bişey kaybettim bu sefer.
Geri dönüşü,telafisi olmayan bişey.
Her şey biter miydi?
Biter mi demiştin?
Bence de biter,bitsin çünkü.
Artık bişeyler bitsin.
Heyecanım bitmiş ya benim burda!
Hepsi bitsin o zaman.
Herkes her şeyin dibine gelsin de orda buluşalım.
Çünkü artık
Olmuyor-du.


4.12.13

boşversene ya

hayatta en boktan şeylerden biri de; ne istediğini bilememek.
yine depresif bi anımdayım. düşünüyorum,hayatımda yolunda gitmeyen birşey yok. aslında var, var tabi ama büyütülecek fazla bi mevzu yok. yine de kendimi bi tuhaf,arayışta falan hissediyorum.
bulduğum her şeyi kurcalıyorum. bulduğum her insanı da kurcalıyorum.
ama öyle tarifsiz ki anlamlandıramadığım bu şey.
bir yanım kimseyi istemiyorken diğer yanım birinin yokluğunu çekiyor.
bir yanım herkesi tanımak isterken diğer yanım tanıdıklarımı bile sorguluyor.
bir yanım yalnız kalmak isterken diğer yanım yalnızlıktan şikayet ediyor.
ne bu ya?
nasıl bişey bu içinden çıkamadığım?
bana bir adım gelse diye ölüp biteceğim insanlar,olaylar,durumlar bile istediğim olunca büyüsünü kaybediyor.
bi kitapta okumuştum, IV. Murat'tı sanırım.. Bağdat'ı fethettikten sonra;
"Bağdat için savaşmak Bağdat'ı almaktan daha mı güzel ne" demiş.
Hayat da bu cümlede mi saklı acaba.ya da sorularımın cevabı diyelim,bu cümlede mi saklı?
Ne dersin?
İki tarafımı da ayrı ayrı seviyorum da benim mi haberim yok?
Offf.. kendime sorduğum soruların cevapsız kalması kadar boktan bişey varsa 
o da 
bu hayatta ne istediğini bilememektir.