30.10.11

ben aslında buraya çok şey yazdım.

okuyabiliyor musun?

24.10.11

Sana da Oluyor mu?



Merhaba,benim adım gözyaşı.
Akacağım yeri bilmiyorum.Durduramıyorum kendimi.Yanaklardan değil ciğerlerden geçmek istiyorum.
Yüreğe su serpmekken amacım acıyı dindiremediğimi görüyorum.

Bir parçanın kopup gitmesinin acısı nasıl diner?
Kaybetmenin acısı nasıl diner?
Yolunu dualarla gözettiğinin dönmeyeceğini bilmenin acısı diner?
Bilmenin acısı nasıl diner?
Sonunun olmayacağını bilmenin acısı nasıl diner?
Sen hiç kaybettin mi?

Sen?!
Canın yandı mı ?
Geceleri gözlerine mermiler yağdı mı?
Gündüz kâbusların oldu mu hiç ? 
Birkaç ucu yanık cümleyle başın sağ oldu mu?

Sahi sana da oluyor mu böyle?

Merhaba,benim adım öfke.
İstemediğin kadar gürültülüyüm.Herkese yetecek kadar fazla,ulaşılması en kolayım.
Milyonlarca kişiden gelir geçerim.
Ama illeti olduğum 24'lükler var.24 kişi,24 bin kişi.

Sen?!
İçin için öfkeni kustun mu hiç damarlarına?
Sesinin çıkmadığı oldu mu?
Sesin kaçtı mı hiç içine?
Dünyanın tüm güzelliği bir anda gözünde kara bir buluta döndü mü?
Sen hiç renklerini kaybettin mi?
İnancını,amacını kaybettin mi?
Gözlerin çürüdü mü ağlamaktan?

Sahi sana da oluyor mu böyle?

Merhaba,benim adım ölüm.
Söylenecek pek bir şey yok hakkımda.
.İçine girdiğim her cümleyi yüklemsiz bırakırım,binlerce öznem var.

Sen..
Senin hiç baban öldü mü?
Kardeşin?
Sevgilin?
Eşin?

Ve sana sadece "vatan sağolsun" dediler mi?
Sesini kıstılar mı?
Bütün sorumluluğu bir cümlenin arkasına yıkıp kaçtılar mı hiç?

Sahi sana da oldu mu böyle?

Geçirdiğimiz bu kanlı günlerde elimden bir şey gelmediğinden dilime dolanan "başımız sağ olsun"u da eklemeden edemeyeceğim.
Tezatlık bu ya,ülkemizin vazgeçilmezi.
Merhabayla başladım her satır başına,oysa merhaba benden zarar gelmez demekti.

yaraların dinmesi dileğiyle..

Görsel;Merve Kurnaz.

10.10.11

klişeler

hayat nasıl da güzel.
anlık değil genelleyerek kuruyorum bu cümleyi.
hepimizin hayatı ayrı ayrı güzel.
bazıları muhteşem hatta.
bunu anladım ben.
bir şeyi anlamak için düşünmek gerekmiyor her zaman.
bazen sadece görmen gerekiyor.
düşünülmeyecek kadar karmaşık olabiliyor çünkü
ve aynı zamanda görülmeye değer.
 ...
şööööyle bir iç muhasebe yaptığımda gördüm ben bunu.
başıma gelen tüm kötülükler bir bir geçiyor zihnimden.
daha 5 yaşında bir çocukken inmiş yüzüme tokat gibi bir ayrılık mesela..
8 yaşında iftira.
15 yaşında yargısız infaz.
17 yaşında ihanet,kandırılma..
tüm detaylarıyla düşündüm,hiç kaçmadım.
acıttım canımı.
sonra tam sıkıldım düşünmekten tam boşveriyordum ki gördüm.
 ...
tüm bunlar aslında hayatımın dönemeçlerini oluşturdu.
değiştirdi beni.
ben fark etmeden değişti tüm yollarım.
e zaten yol değiştirme yaşında değilim,değildim.
5 yaşındaki kaybım,beni daha iyi bir hayatın kıyısına bıraktı.
daha büyük sevgi,daha büyük anlayış getirdi bana.yani getirmiş,anladım.
uğradığım iftiradır odur budur beni daha aksi,hursuz,huzursuz ama güçlü yapmış.
ilk hayal kırıklığım beni olgunlaştırmış.
ego mego bırakmamış bende.
çıtalarımı,hayallerimi değiştirmiş...
daha büyük hayaller,daha büyük hedefler... 

neye olmadı diye ağladıysam şimdi iyi ki diyorum iyi ki...

ve eminim hepimizin gözlerinden akan yaş bizi daha büyük acılardan korumayı hedefliyor.
küçük yolları tıkayıp bizi hayal kırıklığına uğratıyor çabamız ama hepsinin,hepsinin "daha"sı bizi bekliyor.

kötü insanlar hariç :) onlarınkini hayattan saymıyoruz. 

saygılar,sevgiler efem..