22.5.14

düğüm

"Hayat bir yolculuk; inmek istediğimiz yerlerde inemediğimiz, bizi almasını istediğimiz yerlerde dışında kaldığımız."

tam olarak başlangıcını bilemediğimiz,sonunu göremediğimiz..
'yaşamak isteyip yaşayamamak' diye bir deyim olmalı. birileri bunu bir yerlerde açıklamış olmalı. birileri de yaşamış olmalı,yaşamak isteyip yaşayamamayı.
hiçbir şeyin istediği gibi gitmemesini kabul edebiliyor bazen insan.
isyan etmemeyi öğrenebiliyor.
hatta bazen 'kader' diyebiliyor da insan;
kendini affedemiyor.
her şeyi bilebiliyor bazen insan.
da;
kendi hayatının kendi gözyaşları yüzünden baharı yaşayamamasının sebebini bilemiyor.
farkında olmak bazen,
bazen burnunun ucundakini görememek.
hayat bir çeşit duygu yığını olsa..
bu nasıl bir pişmanlık?
dağ gibi bir pişmalık!
yürümene,görmene,fark etmene,kabullenmene engel bir pişmanlık.

hayatlarımızın dönüm noktalarında düğümleniyoruz bazen.
bir kere dönemeyince,bir kere kaybedince, her şeye geç kalmışcasına bir telaş.
ki;
kalmışsındır.
yaşaman gereken zamanda yaşaman gereken yerde yaşaman gereken kişiyle olamamışsındır.

o la ma mak!

kendi hayatının kendi gözyaşları yüzünden baharı yaşayamamasının sebebini bilebiliyor bazen insan.





26.12.13

ben ne yaptımlar şimdi ne olacaklar..


başlayamıyorum.
yazmaya baş la ya mı yo rum.
çünkü neresinden anlatmaya başlasam içimde kalacak yerler var.

ben salağım ya.
aptalım.
şu an hissettiklerim bana çok koyuyo be. içim içimi almıyo.
darlanıyorum.

-hiçbir zaman açık açık yazmadım. güzel türkçem sağolsun bir cümleyi belki de on farklı cümlenin yüz farklı anlatımına sığdırmaya o kadar müsait ki. kıyamıyorum açık konuşmaya.
hayır yani belirtmek isterim ki yine ne yaşadığımı anlamadan ne hissettiğimi anlayacaksın.
belki sıkıldın, belki sen de darlandın.
ama..
ama işte..
AMA. -

kaybettim.
yine böyle avuçlarımın içinden kaydı gitti.
yine kaybettim.
-"yine" burda vurgulu.-
ama bu sefer bir bedel var ki.. bir bedel var ki.. türkçem yetmiyor anlatımını farklı cümlelere saklamaya.

canım yanıyor.
çok kötü bi his "yedirememek"
kendine,aklına,kalbine,hayallerine yedirememek bir şeyi,çok kötü,çok acı bi tat.

offf çok farklı bişey oldu bak şu an. ilk defa.
BEN;
yazamıyorum ama yazmak istiyorum.
başka türlü akmıyo içimden gitmiyo aklımdan.
ama ya za mı yo rum.

söylenmemiş sözlerden,söyleyemediğim sözlerden nefret ediyorum.

içime de atamıyorsam,ne yapmam lazım?
hem dile gelmiyor hem içime sığmıyor.
böyle araf mı olur?

biliyo musun belki ben de sıkıldım.
her seferinde kaçmaktan,yüzleşmemekten,pişmanım diye ağlamaktan,sümüklerimi silmekten belki bana da daral geldi.

bildiğini biliyodum..

peki sonra? sonra ?????
insan da çember gibi.
ne kadar kaçarsan kaç,ne kadar saklanırsan saklan,hızlanırsan hızlan yine kendine çarpıyosun.
yine kendine ağlıyosun.
yine kendi yaralarını kendin sarıyosun.
kendinsin çünkü.
çemberden çıkamıyosun..
kendini kaybedemiyosun.
teksin.
ve mecbursun.
üzülmeye mecbursun.
alışmaya mecbursun.
kendini kabullenmeye mecbursun.

çok koyuyo biliyo musun, "ben ne yaptım"lar çok koyuyo.
"şimdi ne olacak"lar çok koyuyo.

18.12.13

batıyoruz kaptan

03:08.
yeni uyandım.
yukarıdaki cümle ağır anlatım bozukluğu ve hüzün içermekte.

hayatımın altı üstünden daha iyidir belki diyerekten alt üst oldum.
nitekim yine yeni yeniden yanılmışım.
yolunda giden tek bir şey söyleyemem.
aman aman çok mutsuzum da diyemem.
ama ağır hayal kırıklıkları yaşayacağımın garantisini verebilirim.
her anlamda.
okul olsun,aile olsun,para olsun,aşk olsun...

20 yaşın olgunluğu içimde bir yerlerde. hep olgundum zaten ben. biliyosun.
en büyük sorunum
olduğum gibi görünememek.
15 yaşında çocuk tavırlarım bitmiyo ya bitmiyo.
yapıyorum. pişman oluyorum. YİNE YAPIYORUM.
niye tek başıma bişeylerin üstesinden gelemiyorum?

bildiğim tek şey adam akıllı depresyona girebilmek.
bi tek bunun hakkını verebiliyorum hayatta.
gerisi boş.
bomboş.

hayatımı önüme sersem şöyle;
güzel arkadaşlıklar kurdum..yesyeni sayfalar açtım.
yine sevildim. yine sevdim.
bölümüme alıştım.
hayallerime daha bi ısındım.

parasal anlamda battım.
içinden çıkılmayacak derecede battım.
baya iyi battım.

aynı anda 2 kişiye aşık oldum.
ama bunu onlara yapamadım.

yani durumlar bu çerçevede.
ben hep kendime çok güvendim.
ne kadar derdin tasanın içinde olsam da bi şekilde bütün sorunların son dakkada çözülebilceğine inandım.
ve oldu da.
son dakkalarım hep hayati önem taşıdı.
ama bu sefer iyi hissetmiyorum.
fena çuvallayacakmışım gibisine.
hayal kırıklıkları yaşayıp,yaşatacakmışım gibisine.

umarım yanılırım.
umarım sadece kötü bi histir.
umarım son dakka golümü yine atabilirim.

yoksa toparlanamam.
bu kadar dağılmışken,bi karmaşayla daha başa çıkamam.

03:22
yukarıdaki yazı ağır umutsuzluk ve hüzün içermekte.

9.12.13

heyecan dostum heyecan,kaybettiğin o hazine

hayata karşı,insanlara karşı,hatta kendine karşı bazen düşman tarafta olursun.
Çatışırsın.
Vurursun.
Vurulursun.
Can yakarsın 
ya da 
canın yanar
falan filan..
böyle cümleler kurmayı çok severdim eskiden. toplum ağzıyla "edebiyat yapmak" dediğimiz bu şey beni acayip rahatlatır-dı.
İçini dökmek dedikleri benim için buralara böyle şeyler yazmaktı.
Birinden kazık yediğimde olsun,
Bişeyleri başaramadığımda olsun,
Çok sıkıldığımda,dağa taşa kızmak istediğimde olsun,
Ağlamak istediğimde olsun,
Hatta;
Yalnız kalmak istediğimde bile olsun..
Yazmak,edebiyatımsı şeyler yazmak,içimi boşaltırdı.
Bu blogu 5 senedir yazıyorum. bu da 15 yaşımdan beri demek oluyor.
Her şey biter mi ya bu arada? bi soru sormam lazım sana,gerçekten her şey biter mi?
Ama HER ŞEY dedim bak,iyi düşün???
Artık olmuyor sanırım.
Artık beni tatmin etmiyor bu cümleleri kurmak.
Hatta cümlelerim bile içime dert olup geri dönüyor bana gibi.
Neden dedim ya neden?
Bi bu kalmıştı elimde bunu da kaybedicem dedim.
Ne eksik dedim,hemen vereyim de geri gelsin şu rahatlama hissi.
Baya uzunca bi düşündüm.
Zaten çok vaktim var düşünmek için,zira hâla uykusuzluk problemiyle başa çıkmaya çalışmaktayım.
birden bişeyler fark ettim.
HEYECANım mı yoktu artık?
Hiçbir şeye şaşırasım,sinirlenesim gelmiyo,kızmak bile istemiyorum.
hayata karşı,insanlara karşı,hatta kendime karşı tepkisizim.
Yok,diyecek hiçbir şey bulamıyorum çoğu zaman, bulsam da söylemek istemiyorum.
İçime de atmıyorum.
Yok olup gidiyo öyle..
Ben galiba çok büyük bişey kaybettim bu sefer.
Geri dönüşü,telafisi olmayan bişey.
Her şey biter miydi?
Biter mi demiştin?
Bence de biter,bitsin çünkü.
Artık bişeyler bitsin.
Heyecanım bitmiş ya benim burda!
Hepsi bitsin o zaman.
Herkes her şeyin dibine gelsin de orda buluşalım.
Çünkü artık
Olmuyor-du.


4.12.13

boşversene ya

hayatta en boktan şeylerden biri de; ne istediğini bilememek.
yine depresif bi anımdayım. düşünüyorum,hayatımda yolunda gitmeyen birşey yok. aslında var, var tabi ama büyütülecek fazla bi mevzu yok. yine de kendimi bi tuhaf,arayışta falan hissediyorum.
bulduğum her şeyi kurcalıyorum. bulduğum her insanı da kurcalıyorum.
ama öyle tarifsiz ki anlamlandıramadığım bu şey.
bir yanım kimseyi istemiyorken diğer yanım birinin yokluğunu çekiyor.
bir yanım herkesi tanımak isterken diğer yanım tanıdıklarımı bile sorguluyor.
bir yanım yalnız kalmak isterken diğer yanım yalnızlıktan şikayet ediyor.
ne bu ya?
nasıl bişey bu içinden çıkamadığım?
bana bir adım gelse diye ölüp biteceğim insanlar,olaylar,durumlar bile istediğim olunca büyüsünü kaybediyor.
bi kitapta okumuştum, IV. Murat'tı sanırım.. Bağdat'ı fethettikten sonra;
"Bağdat için savaşmak Bağdat'ı almaktan daha mı güzel ne" demiş.
Hayat da bu cümlede mi saklı acaba.ya da sorularımın cevabı diyelim,bu cümlede mi saklı?
Ne dersin?
İki tarafımı da ayrı ayrı seviyorum da benim mi haberim yok?
Offf.. kendime sorduğum soruların cevapsız kalması kadar boktan bişey varsa 
o da 
bu hayatta ne istediğini bilememektir.


30.7.13

yaşının başına 2 gelmesi sorunsalı

                                                           30 temmuz
                                           bugün benim "doğum günüm"
                                           sarhoş değilim ama yastayım.


                       ne desem nasıl başlasam bilemiyorum. yanlış anlama ya abartmıycam. aa yaşlanıyorum falan zırvalarına girmiycem. bi tuhaf bu yaş günleri ama kabul et. insanın şöyle bi geçmişe dönüp "ben ne yapmışım böyle,nerelerden nerelere gelmişim" diyesi geliyo. bu aralar bi de fazla duygusalım ben. dolayısıyla 20. yaş günüm de yılın diğer benzer günleri gibi sümüklü ve gözü yaşlı geçti. 
                       buraya 18. ime girdiğimde de bi yazı yazmıştım. dün gibi hatırlıyorum. yok şunu öğrendim bunu gördüm artık büyüdüm falan. çok gülüyorum okuyunca. hiçbir şey öğrenmemiştim. sırf birilerine inat olsun diye asi ergen özlem döktürmüş. ama o satırların her birinin altında yatan gerçek cümleleri hatırlıyorum. resmen şifreli yazı yazmışım. dedim ya çok gülüyorum.
                      artık acılarımı, üzüntülerimi süslü cümlelerle ifade etmiyorum. sıkılıyorum. bu yazıyı da sırf ilerde okuyup gülmek için - gülebilmek- yazıyorum. keyifsizim. yazasım da yok. ama özel bi yaş bence 20. bi yazıyı hak ediyor.
                       nasıl mı hissediyorum?
 ne bileyim artık zamanın daha hızlı aktığı dilimine girmiş gibi hissediyorum kendimi.
sanki bundan sonra bi bakıcam 30 olmuşum, olacak gibi. hayatımın en güzel yılları. farkındayım. farkında olmak ayrı bi koyuyor zaten. farkında olup da istediğim gibi yaşayamamak. 
                        valla sezen aksu'nun da belirttiği gibi
 "yaşamak dediğin üç beş kısa mutlu andan ibaret."
o üç beş kısa mutlu anı yaşayabilmeyi çok istiyorum. istiyorum da çabalayamıyorum. kendimde o heycanı göremiyorum. ya böyle dediğime bakma bi kaç güne yine hoplayıp zıplayan saçmalayan içi içine sığmayan özlem olucam. bi kaç gün ya.bilemedin bi kaç ay sonra. 
                       şu an duygusallığım üzerimde. duygusallıktan da sıkıldım valla. kendimi çekemiyorum o derece. ben hep böyle miydim ya acaba. eğer böyleysem teşekkür ederim hilal teşekkür ederim zehra teşekkür ederim ece teşekkür ederim elif. benim bu hallerime katlanabildiğiniz için.
                      ne diyoduk? dostlar...
kıymetini daha iyi anladım İstanbul'da yaşamaya başlayınca dostlarımın.
biraz yalnızlık çektim çünkü. hatta baya bi çektim. hatta bi ara ölüyorum sandım yalnızlıktan.
yanımda oldular. ilk defa birileri yanımda diye şükretmiştim hiç unutmam.
                     neyse ne işte.
ay o kadar keyifsizim ki berbat bi 20 yaş yazısı oldu farkındayım. okuması sıkıcı olacaktır eminim.
                    dediğim gibi, ne desem bilemiyorum.
umarım yaşımın başına gelen 2, bana uğur getirir. inşallah hayallerimdeki hayatı yaşarım. dilerim dolu dolu geçer. dert bile layığından gelsin allahım nolur ya.

                  burdan 21 yaşıma sesleniyorum; 
lütfen yüzümü kara çıkarma
en azından üç beş, bilemedin yedi sekiz hayalini gerçekleştir
dolu dolu yaşa ya gençsin sen!
he bi de ;
ÜZÜLME 
HEPSİ GEÇER.


21.6.13

çölde çay

Güzel şeyler birdenbire olur derler ya hani, he işte o doğruymuş.
Aslında her şey birdenbire oluyor..

Birdenbire olgunlaşıyosun
Birdenbire büyüyosun
Birdenbire mutsuz oluyosun
Birdenbire âşık oluyosun

Tuhaf ya..
Mesela son günlerde üzerime çöken bi boşvermislik var
Ben böyle biri değilim ki.. nerde benim takıntılarım?
Alışamadım bu halime..
Yadirgadim resmen kendimi

Duymaktan korktuğum her şey bir bir gelse kulağıma, DUYMAZMISIM gibi
Görmekten çekindiğim her şey teker teker gözüme batsa, GÖRMEZMİŞİM gibi
Bilmekten utanacağım her şey tane tane söylense bana, ANLAMAZMIŞIM gibi

Ne bileyim ya..
Kaybetmekten korkmuyorum şu sıralar hiç kimseyi
Korkamiyorum..

Tuhaf..

Tuhaf ama güzel, hoşuma gitti..

Orhan veli'nin dediği gibi

"Her şey birdenbire oldu.. "

7.5.13

sacmalayazdim

Hayatimda hicbir seyi tam anlamiyla beceremedim, beceremiyorum.
Hele ki unutmak var ya.. offf.. ya boyle nasil zihnimi ele gecirip kendi kontrolum altina alabilirim hic bilmiyorum.. cok üzülüyorum. Üzüldüğüm icin üzülemiyorum ama.
Bi insan neden unutmak ister ki zaten. Tamam ölüm gibi büyük kaybedisleri anlayabilirim.
Ama yaşarken baldan tatli olan o anlarla aklin bayram ederken kalbi neden unutmak ister ki insanin?
Unutsan da aci cekiyorsun unutamasan da..
Aci kadere islemis bi kere :)
hatirmak bende daha ağir bastiği icin olabilir mi?
Hatirlamak ya.. var mi böyle sirin bir kelime.. hatir'dan gelmiş bi kere, vefadan gelmiş..
Unutmak da neymiş zaten.. ben hicbir seyi unutmadim, unutamadim.
Sadece hatirlamak istemedim, cunku onlar yaşarken bile baldan tatli değillerdi.

22.4.13

boşluklardan boşluk beğendim

Bir şeyin ne kadar içinde olursan, o şeye o kadar uzak kalırsın.
Ne kadar yakınsan,ne kadar içli dışlıysan o kadar keybedersin kendini. Farkındalığın gider.
Görememeye başlarsın önce. Sonra duyamamaya.. Hissedememeye kadar yolun vardır.
Kırılma noktasıdır hissedememek. 

Aynı şekilde;
Birine ne kadar yakın olursan, ona o kadar yabancı kalırsın.

Hiç değişmedim.
Hiç değişemedim.
Yapamadım işte.

Ben aynı ben..
Çabuk tüketmek konusunda nasıl bu kadar başarılıyım bilmiyorum.
Ne varsa harcıyorum. Yarınsızım ya. YARINSIZ.
Hiç mi düşün(e)mez insan sonunu?
Hadi bunu yaptın..ne varsa tükettin.. Ne varsa harcadın..
Da(!) yok olanı bile bitirmeyi nasıl başarıyosun özlem?

pişman olmak benim hayatımın özeti galiba.

herkes görür herkes bilir herkes anlar
ama ben itinayla salağa yatarım.

bunu da anlayanlar olur

herkes her şeyi fark eder 
ben kaçarım
inanmak istediklerimle birlikte oturur ağlarım

sana bitmeyen bir şey söyleyeyim mi?

benim kendime yaptığım bu işkenceler hiç bitmeyecek
kendimi mutsuz etmek için varmışım gibi 

ben bile tahammül edemiyorum kendime
kimsenin gidişini çok görmeyişim bundan
görmezden gelmelerim bundan

herkesi affettim
ama
affettiğim için kendimi bir türlü affemedim.

1.3.13

nereye gi-di-yor-sun?

mutsuzum yine,yine hallendim,gene dellendim..

insanlar ya,bazı insanlar neden var?

insan dediklerimiz; çıkarcı manyaklar,sevimsiz canavarlar,oyunbozanlar,riyakar sahtekarlar.

aksi gibi ne çeşit kötü insan varsa dünyada,en az bi tanesinden sızmış,bulaşmış benim yarım yamalak saptantılı hayatıma. 
hayır benim güzel kardeşim ne istiyosun ki sen benden?
ne alıp götürünce benden,tamamlanacağını sanıyosun??
dur yaaa.. sen sanıyo musun ki benim olan,bana ait olan bende durduğu gibi duracak sende??
hı,sanıyo musun??

ne çeşit bi savunmadır bu,ne çeşit bi mutsuzluktur?
etraf birbirinden çalıp çalıp mutlu olabileceğini sanan insanlarla dolu.ş
herkesin gözünde bi hırs bi ezme bi ezip geçme bi ezip geçtikten sonra geriye bakıp gülme isteği..

bence insanlar yalnızken daha sevimliler.
çaresizken daha onurlular.
mutsuzken daha gururlular.

çünkü bu gördüklerim insan değil,insan bu olmamalı.

28.2.13

benim kendimle büyük bi sorunum var

kafam çok karışık.
ama öyle böyle değil,dünyalar kadar çok karışık.
öyle ki,sevdiğim insanlar aslında sevmediğim insanlar bile olabilir.emin değilim.zaten ben hiç emin olma erdemine erişemedim ki.
duygudan duyguya sürükleniyorum,Allah'm ben ne hissediyorum???
en yakın arkadaşım belki de bana en uzak arkadaşımdır?
aşk sandığım şey belki de hayranlıktır?
ölümüne zevk aldığım şeyler belki de hevestir?

neyi çok isterdim şu an biliyo musun
biri gelsin
tutsun kolumdan beni karsısına oturtsun
ağzımı da bantla bağlasın - çünkü başka türlü susmam biliyosun :D -
bana desin ki 
bak özlem bu aslında böyle,burda hata sende,o öyle değil yanlış hissetmişsin.
tek tek tek açıklasın bana herşeyimi,beni bilsin ya,beni benden iyi bilsin.
çok şey mi istiyorum?

yalnızlığım bi türlü dinmiyor 
ne yaparsam yapayım geçmiyor
ne bitmez illet tükenmez bişeymiş bu
hiç diyemiyorum, şu kişi yanımdayken yalnız hissetmiyorum diye.
bu da yetmiyomuş gibi insanları yalnızlaştırıyorum.
en yakın arkadaşım bana dedi bunu.. "senin yanında kendimi yalnız hissediyorum "
yaaa aynen böyle söyledi..
bunları da duyacakmışsın özlem
deli özlem

ne sorunum var benim?
neyi çözemiyorum?
neyi paylaşamıyorum?
ne için didiniyorum?
vee 
neden vazgeçmiyorum?????

5.1.13

kim derdi ki?

hayat öyle bi yere getiriyo ki insanı lan diyosun ne oluyoooo..çirkinleşiyosun be.

ben,özlem olan ben.
iyi birisiyim ama çoook eksiklerim var,karakterimde bi döküntülük var,toplanması gereken şeyler var.biliyorum yani eksiklerimi,düzelmem gerektiğini,değiştirmem gereken yerleri.
bazen bakıyorum kendime şöyle.lan özlem diyorum gülüyorum.
bi kere çok hızlı yaşıyorum.çok çabuk tüketiyorum.bitiriyorum hemen.bazen kendime ben bile şaşıyorum.

e hayatta zaten kendiliğinden hızlı olan bişi değil mi?
biz ikimiz deli oluyoruz,hızımızı alamıyoruz,önüne geçemiyoruz.

ben en çok pişman oluyorum biliyosun mu. acayip,deliler gibi.
sonra adımdan mıdır nedir esprisi yapmak istemem ama adımdan mıdır nedir çok özlüyorum.
bazen deli gibi bazen aptal gibi.
özlemek var ya özlemek.
o konuya hiç girmeyelim..

ne diyoduk..hayat adamı nasıl ters düşürüyo,nerelere getirip piç gibi bırakıyo di mi?
di bence..


4.1.13

sana bir masal anlatayım mı baba?

acayip değişik bir konusu var masalımın.

bir gün bir gün bir M,uyandığında kendini çok mutsuz hissetmiş.M hiç kendini mutsuz hissetmeyen biri değilmiş ama genelde yüzü hep gülermiş,mutlu olmak için sebep aramazmış,öööylee mutlu da olurmuş hani az buz değil cidden elle tutulur bi mutluluğu olurmuş her zaman etrafına güldükçe saçılan.
İşte M kendini mutsuz hissetmeye başladığında çok şaşırmış afallamış deliye dönmüş.Korkmuş,çünkü ilk defa karşılaştığı bir durummuş.Eli kolu bağlanmış,çaresiz kalmış.
En yakınlarına bulaştırmış mutsuzluğunu istemeden.Ne bilsin M mutluluk gibi mutsuzluğun da bulaşacağını.Çocuk işte..Hesap edememiş.Bi de sevdikleri onu hep sever sanmış M.ne olursa olsun onlar onu hiç bırakmaz sanmış,sevdiklerine karşı hiç korunmamış hep yalın kalmış.Çocuk ya hani..bilememiş..
Mutsuzluğunu etrafına bulaştırınca sevdikleri artık M'yi sevmemeye başlamış.ama M bunu anlamamış,hiç aklının kıyısından bile geçirmezmiş çünkü sevdiklerinin bir gün onu sevmeyeceğini.düşünsene adı üstünde bi kere; "sevdiklerin"
M,A'yı çok severmiş epeskiden.A çok tatlı çok samimi çok safmış çünkü.M'yi hep sevmiş.Kollamamış hiç ama sevmiş.Hem M'nin kollanacak hiç bi durumu olmamış ki hayatta.A'ya karşı hep yalın olmuş M. onun yanına hiç gardını almamış,yüzünü saklamamış,kalbini gizlememiş.Ama A hainlik yapıp M'nin kalbine bi vurmuş! paaaaaaaaaaaat!! M çok şaşırmış.Çünkü A.. Çünkü A...M çocuk ya hani.. hissedememiş..
M düşmüş,dizi kanamış,çok kanamış sonra E gelmiş. E M'nin gizli korumacısıymış.A bunu hiç bilmiyormuş sanmış ki ben bi kere vururum az canı yanar sonra geçer M beni yine sever.. evet evet A böyle sanmış..
Çocuk değilmiş A..ama sanmış işte..
E çok manyakmış. Ama M'ye çok yardım etmiş.M'nin hayatında ki bütün E'ler gibi..Şööyllee bi bakmışlar yarasına M'nin..bi de ne görsünler..M'nin canı A yüzünden acımıyormuş ki.. hay allah M çocuk ya neden canının yandığını bile anlamamış.
M'nin canını asıl R yakmış.
yaaaaaaa R!
R yapıp kaçmış hemen.
Çünkü R çok kötü birisiymiş.kimse anlamamış onun kötü birisi olduğunu.Bencilin tekiymiş,düzenbaz ve sahtekarlık da varmış R'de..hay aksi.. M bunu hiç görememiş..ama R onun canını çok yakmış,yakmış ve gitmiş,hiç de iz bırakmamış.çekip gitmiş.
E'ler buna çok şaşırmışlar. M bir türlü eskiye dönemiyormuş.ama gerçeği de ona söylemek zorundaymış E'ler. söyleyememişler. yapamamışlar.A daha değersizmiş çünkü.Canını A'nın acıttığını düşünsün istemişler.
A hiç dönmemiş geri. R de dönmemiş.
E'ler gitmek zorunda kalmışlar.
Sonra M yalnız kalmış.
çaresiz kalmaktan kötüymüş yalnız kalmak M'ye göre.O hiç yalnız kalamamazmış.ama kalmış.
M çok üzülmüş ama çok.sıfatsız bir üzüntü..bambaşka bir üzüntü.

M uyumuşuyanmışuyumuşuyanmış zaman almış başını gitmiş tabi.
Bi de bakmış ki .. 
bi de bakmış ki..
bi de ne görsün..

(devamı haftaya babacım)


30.12.12

bazen diyorum ki
 Allah'a şükür 
bu gördüğüm
 ilk 
bencillik değil,
şaşırmıyorum artık.


14.12.12

geçer ama nasıl geçer bana sor

ben en son bu kadar mutsuz olduğumda;
yine sonbahardı.
ilk aşkımdan ayrılmıştım
ölcem sanmıştım o kadar çok üzülüyordum ki uyumak istemiyordum rüyamda onu görüyordum uyanık kalmak istemiyodum çünkü her anımda bana yaptıkları yüzü sesi geliyodu aklıma
sınavım vardı çalışmam gereken annem gözünün içinde umutlarıyla bakıyodu bana
yemek yemeyi unutuyodum ağlayacak yer bile bulamıyordum bazen
kalbime öyle bir şey olmuştu ki fiziksel olarak o baskıyı hissedebiliyodum
amcam yüzüme bile bakmıyodu hastayım sanıyodu üzerime gelmemek için konusmuyodu bile benle
her gün elim mecbur kendimi ordan oraya sürüklüyodum olmam gereken her yerde bulunup olduğum her yerde mutsuzluktan ölüyordum
içmek istiyodum içemiyodum
ölmek istiyodum ölemiyodum
o kadar kötüydü ki gözlerimi bile açamıyodum
gülemiyodum
konusamıyodum
acı ya,bi yerde uyuşup kalıyodum

tarifini bile yapamıyorum ama çok mutsuzdum çok çaresizdim
bunların bedelini hep ödedim

gel zaman git zaman yine mutsuzum
bi daha hiç canım öyle yanmaz bi kere geçtiğini gördüm ya bittiğini anladım ya asla acı çekmem çeksem de
bilirim,atlatırım sanıyodum

sanıyomuşum cidden

hiç de öyle olmuyomuş
ben gene aynı ben acı gene acı her şey aynı kalabiliyomuş
en kötüsü çaresizlik sandığım günlerden en kötüsü yalnızlık günlerine geçişimden bu yana mutsuzluğun dibindeyim.
anlatmıcam kimseye çünkü anlamıcaklar.çünkü kimse ne yaptığının farkında değil
çünkü herkes önce kendi kuyruğunun peşinde.
çünkü insanlar sarhoş gibi yaşıyor
çünkü insanlar çok bencil
sana üzülüp kalıyolar
sana acıyıp kaldıkları yerden devam ediyorlar
kimsenin umurunda değilsin çünkü
ve yine çünkü insanlar acını üzüntünü paylaşmıyorlar,paylaşmak değil bilmek istiyorlar.
ne kadar güçsüz olduğunu neyin olduğunu bilip arkandan gülmek istiyorlar
çünkü insanlar aptal
en az benim kadar

en en en en kötüsü de yakın olduğun insanların aptal olması
güvendiğin insanların aptal olması
sevdiğin insanların aptal olması
değer verdiğin insanların aptal olması
mutlu ettiğin insanların aptal olması
mutlu olduğun insanların aptal olması

ben en son bu kadar mutsuz olduğumda;

geçmişti ama çok acımıştı

bu da geçecek mi?